Çalımanınikinci bölümünde yazar “Hukuk Doktrininde Özel Hayatın Gizliliği ve İlgili Düzenlemeler” (s. 57-99) hakkında bilgi vermitir. Bu balık altında Özel hayatın gizliliği kavramı, hukuki niteliği, hukuki dayanağı, devletle ilikisi, tarihçesi, özel hayatın gizliliği ile ilgili düzenlemeler gibi konular incelenmitir. BİRİNCİBÖLÜM. Amaç, Kapsam ve Tanımlar. Amaç. MADDE 1-(1) Bu Kanunun amacı, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir. Bukapsamda başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla kişisel verilerle ilgili düzenleme getiren "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu"nun 10'uncu maddesi uyarınca, siz değerli kullanıcılarımızı; kişisel verilerin tarafımızca hangi amaçlarla işlendiği, işlenen kişisel Özel hayatin gİzlİlİĞİ Madde 21 - Kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı Zira bu e-ticaret sitesinde bulunması zorunlu hukuki metin ve sözleşmelerin bulunmaması durumunda farklı haller söz konusu olabilir. Bunlara sadece bir kaç örnek vererek yazıyı devam ettirmek istiyorum aksi halde çok uzun bir yazı olacak. E-ticarette gizlilik sözleşmesi nde kişisel verilerin uygun kullanılmaması durumunda TCK osJoJbU. birisini aldatırken bunun kapalı kapılar arkasında yapılması, bunun da dolaptan ya da ordan bir yerden kameraya çekilmemesi yaptığın legal olmayan birşeyi başkalarının bilmemesini isteme hakkıdır. yani genelde bu manada kullanıldığını görüyoruz ortamlarda. ben yaparım, sen bakmadır. facebook, twitter gibi önde gelen sosyal paylaşım siteleri sebebiyle yavaş yavaş son bulmaya başlamıştır. ileri demokrasilerde olmayandır. internet uzerinde, siz istemediginiz surece ifsa olmayan devlet devlettir. devletligi tutarsa, bilgilerinize ulasir tabii, iste o zaman ifsa olur. bu durumda hangi sitede oldugu farketmez sozlukte yazmak, public bir facebook hesabina sahip olmaktan daha cok ifsa eder ozel yazdiginiz her entry, baskalarinin sizin hangi saatlerde bilgisayar basinda oldugunuzudenemek isteyen, birini badi liste eklesin, o kisinin entry girdigi saatleri 1 ay kontrol etsin, uyku saatine kadar, sictigi bokun rengine kadar bilgi sahibi olursunuz, hangi konulara merakli oldugunuzu, hobilerinizi ve diger butun bilgileri ogrenmesine yol acar. facebook'ta gorecegi en fazla 2 fotograf olur, bi' de gecen cumartesi gittiginiz bar'a check-in yaptiginiz arkadaslariniz. ki, o tarz sitelerde istediginiz insani engelleme sansiniz var. sozlukte sadece mesajlarini engellersiniz, sizi takip edebildigi gercegini tekrar demem odur ki, internet uzerinde, siz istemediginiz surece ifsa olmaz bu gizlilik. anayasa da buna ilişkin bir kanun yer özel hayatın gizliliğini ihlal edenlere çeşitli yaptırımlar ya bu ne kadar sağlanabiliyor ?her ne kadar kanunlarla özel hayat güvenceye alınmış olsa da günümüz de özel hayatın gizliliği filan tek bir konu üzerine devrimiz teknoloji devri. bunu hepimiz elinde en azından görüntülü bir cep telefonu var. daha çeşitli kayıt altına alabilen cihazları saymıyorum anlatır. az çok onlardan aşinayız bazı şeylere. bundan yıllar önce görüntü almaya yarayan cihazları bırak, cep telefonu bile yokmuş. dolayısıyla eskilerde sıkça rastlanan bir durum değil, herşeyi kameraya çekmek, kayıt altına almak en basiti yolda yürürken bile canlı canlı 24 saat adım adım kayıt altına alınıyorsun. üstelik bu kameralar birçok cadde ve sokakta var artık. adam belki sevgilisiyle buluşacak ve kimseye söylemek istemiyor. bir bahane uydurup falanca yerine filanca yere gidiyorum diyor evdekilere. hadi bakalım canlı canlı kameralar çekiyor. nerede özel hayatın gizliliği?hadi onu geçelim. asıl söylemek istediğim; bazen televizyonlarda haberlerde görüyoruz. ''etraftaki kalabalığa aldırış etmeyen iki şahıs birbirleriyle tartışıyorlardı'' ya da ''iki sevgili romantik anlar yaşıyordu'' gibi..bunları haber yapanların birçoğu insanları habersizce çekerek yapıyor..son olarak da; dolmuşta kendinden haberi olmayan, belki de akıl sağlığı yerinde olmayan garip garip hareketler yapan bir adamcağızın habersizce arka koltukta oturan biri tarafından telefonuyla videoya çekmesi, bu olay hakkındaki düşüncelerimi iyice pekiştirdi. her ne olursa olsun bir insanın, başka bir insanı habersizce çekerek, kimbilir çeşitli sosyal ortamlarda eğlence vs. amaçlı görüntülerini yayınlayacak olması hiç hoş değil.. saygı duyulması gereken. tamam iyi hoş da özel hayat diyince sanki çok acaip şeyler yapıyomuşuz gibi duyuluyor. ev-iş. nerede özel anlamadım. 17 şubat 2010’da kabul edilen kamu düzeni müsteşarlığı yasasında yer alan ’veri, bilgi ve belgeleri toplamak’’ maddesi, anayasa'ya göre özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, iptali istemiyle anayasa mahkemesine yapılan başvurunun sonucunda bazı üyelerin görüşleri;"yasa, veri, bilgi ve belgelerin kişisel veri ve bilgileri kapsamadığı yönünde bir güvence içermemektedir. bu nedenle kural, anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan temel hakka karşı yapılmış pervasız bir müdahaledir."osman paksüt"benjamin franklin 1755’de geçici güvenlik için özgürlüğünü feda edenler, ne özgürlüğü hak eder, ne de güvenliği’ demiştir. bu yetki, özgürlük-güvenlik dengesi gözetmeden, güvenliği özgürlüğe öncelemektedir. demokrasilerde güvenlik ve özgürlük birbirini tamamlayıcı olup, taraflardan birinin kazanıp diğerinin kaybettiği sıfır toplamlı bir oyun değildir."engin yıldırım"bu kural sınırlama getirilmediğinden kişilerin temel hak ve özgürlüklerini de kapsayacak biçimdedir. kişilerin özel hayatlarını ilgilendiren veri, bilgi ve belgeler, resmi makamların keyfi müdahalelerine olanaklı hale getirilebilir."fulya kantarcioğlu"kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin rızası ile düzenlenebilir. yasadaki kural, temel hak ve özgürlüklere müdahale niteliğinde de olsa, her türlü kişisel veri, bilgi ve belge toplanabilecektir."mehmet erten"yetkinin müsteşarlığa verilmesi, kişileri idareye karşı korunmasız duruma getirmekte olup, bu haliyle anayasa’nın 20. maddesindeki kişisel veri, bilgi ve belgelerin korunması hakkına aykırıdır"ayla perktaşsonuç iptal istemiyle yapılan dava başvurusu reddedilmiştir. kamu düzeni müsteşarlığı özel hayatın gizliliği kapsamına giren bilgiler de dahil ’veri, bilgi ve belgeleri toplayabilme’’ yetkisine başakşehir belediyesinde yaptığım bir işlem sırasında telefon numaramı bıraktım. o tarihten beri, başakşehir belediyesi ve bölgede ne kadar spor salonu, restoran, kuru temizlemeci, oto bakımcısı vs. varsa başladılar spame. eylül ayında 3-4 günlüğüne gaziantep'e gittim. başıma bir iş geldi ve karakola gidip şikayetçi oldum. email adresimi de aldılar. şimdi gaziantep'te açılan dükkanlar mail atıyorlar, komşu oluyoruz diye. ya şimdi emin değilim bu bilgileri kim paylaşıyor, kim nasıl elde ediyor ama bu kadarı tesadüften öte sanki. devlet kurumlarının bildiğinden emin olamadığım, kanunlarla korunmuş hak. düşünüyorum hadi antep'e uçtuğum havayolu, başakşehirde, müşteri kartımı kullanarak yaptığım bir süpermarket vs. gibi ihtimaller olabilir mi? ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Anayasa ile devlete birtakım yükümlülükler yüklenmiştir. Anayasa’ya göre herkes özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olmakla beraber devlet de bunun sağlanması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Anayasada yapılan bu düzenleme ile özel hayatın gizliliği hakkı korunmaktadır. Anayasa ile korunma altına alınmış olan özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi durumunda cezalandırılmanın yapılacağı türk ceza kanununda düzenlenmiştir. Özel hayatın gizliliği suçlarının faili yani bu suçları işlen kişi herkes olabilir. ancak kamu görevlilerinin kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmak suretiyle bu suçu işlemeleri halinde suçun nitelikli hali ortaya çıkacak olup fail daha yüksek bir ceza ile cezalandırılacaktır. Suçun mağduru da fail gibi herkes olabilir. fakat mağdurun tabi ki hayatta olan bir kişi olması gerekmektedir. ölmüş bir kişinin görüntülerinin ifşa edilmesi durumunda özel hayatın gizliliği suçu oluşmayacak, kişinin hatırasına hakaret suçu oluşacaktır. Anayasada yapılan bu düzenleme ile özel hayatın gizliliği hakkı korunmaktadır. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Şikâyet Dilekçesi Özel hayatın gizliliği suçunun mağduru bir şikayet dilekçesi ile savcılığa başvurabilir. bu şikayet dilekçesi aynı zamanda suç duyurusu olarak da adlandırılmaktadır. Özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunun tüm şekilleri şikayete bağlıdır. bu sebeple suç ile ilgili soruşturma ve kovuşturmanın yapılması için suçun mağdurunun öncelikle şikayette bulunması gerekmektedir. Savcılık bu konu üzerinde re’sen harekete geçerek araştırma yapamaz. Şikayet süresi için ise kanunda zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Bu süre zarfında şikayette bulunulmaması durumunda mağdurun artık faili bu eylem için şikayet etmesi mümkün değildir. Şikayet süresi mağdurun fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 aydır. Yapılan şikayetten vazgeçilmesi hukuken mümkündür. ancak hukuk düzenimizde “şikayetten vazgeçmeden vazgeçme” gibi bir müessese bulunmadığından şikayetten vazgeçme halinde aynı eylem ile ilgili olarak tekrar failin şikayet edilmesi mümkün değildir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu uzlaşmaya tabi bir suçtur. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında öncelikle uzlaştırma yoluna başvurulması gerekmektedir. Şayet uzlaştırma teklif edilmesine rağmen mağdur ve fail uzlaşamamış ise o ancak o zaman soruşturma ve kovuşturmaya devam edilebilecektir. İlgili Link Cinsel Sorunlar Boşanma Nedeni Midir Özel Hayatın Gizliliği Örnek Davranışları Suçun konusu özel hayat alanında kalan tüm faaliyetlerdir. Kişinin hayat alanı özel alan, kamuya açık alan ve gizli alan olmak üzere üç alan şeklindedir. Hukukun korumakta olduğu alanlar ise özel ve gizli alanlardır. Bu alanlara yönelik saldırılarda devlet saldırıyı yapan kişiyi cezalandıracaktır. Özel ve gizli alana yönelik saldırılara aşağıdaki olayları örnek verebiliriz. Bir kişinin yatak odasını gizlice izlemek, Bir kişinin banyo yaparken izlemek, Bir kişinin yatak odası görüntülerini gizlice kaydetmek, Yatak odasındaki sesleri dinlemek, Bir kişinin günlüğünün ya da özel anılarının olduğu defterlerini okumak, Basın mensuplarının görüntüleri haber verme hakkının sınırları dışında yayınlaması, Bir kişinin evine gizli kamera yerleştirmek, Bir kimsenin özel fotoğraflarının bulunduğu fotoğraf albümünü karıştırmak, Kişinin özel hayatının rızası olmadan yazıya dökmek, Kişileri hukuka uygun olmayan bir şekilde teknik araçlarla izlemek, Kişinin rızası olmadan görüntü ve video almak. Geçici iş ilişkisi nasıl kurulur, hangi halde bu ilişki geçersiz sayılır? 4857 sayılı İş Kanununun 7’nci maddesine göre, geçici iş ilişkisi, özel istihdam bürosu aracılığıyla ya da holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir iş yerinde görevlendirme yapılmak suretiyle kurulabilir. Özel istihdam bürosu aracılığıyla geçici iş sağlama sözleşmesi; analık hali izni esnasında, analık hali izni sonrası isteğe bağlı verilen ücretsiz izin esnasında ve analık hali izni sonrası kısmi süreli çalışılan hallerde, işçinin askerlik hizmeti halinde ve iş sözleşmesinin askıda kaldığı diğer hallerde bu hallerin devamı süresince; mevsimlik tarım işlerinde; ev hizmetlerinde; işletmenin günlük işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak gördürülen işlerde; iş sağlığı ve güvenliği bakımından acil olan işlerde veya üretimi önemli ölçüde etkileyen zorlayıcı nedenlerin ortaya çıkması halinde; işletmenin ortalama mal ve hizmet üretim kapasitesinin geçici iş ilişkisi kurulmasını gerektirecek ölçüde ve öngörülemeyen şekilde artması halinde; mevsimlik işler hariç dönemsellik arz eden iş artışları halinde kurulabilir. Geçici iş sağlama sözleşmesi, – Analık hali izni esnasında, analık hali izni sonrası isteğe bağlı verilen ücretsiz izin esnasında ve analık hali izni sonrası kısmi süreli çalışılan hallerde, işçinin askerlik hizmeti halinde ve iş sözleşmesinin askıda kaldığı diğer hallerde bu hallerin devamı süresince, – Mevsimlik tarım işlerinde ve ev hizmetlerinde süre sınırı olmaksızın, – Diğer durumlar için en fazla dört ay süreyle Kurulabilir. Bu sözleşme, dönemsellik arz eden iş artışları hariç toplam sekiz ayı geçmemek üzere en fazla iki defa yenilenebilir. – İşletmenin ortalama mal ve hizmet üretim kapasitesinin geçici iş ilişkisi kurulmasını gerektirecek ölçüde ve öngörülemeyen şekilde artması halinde, geçici iş ilişkisi, yazılı olarak altı ayı geçmemek üzere kurulabilir ve en fazla iki defa yenilenebilir. Toplu işçi çıkarılan iş yerlerinde sekiz ay süresince, kamu kurum ve kuruluşlarında ve yer altında maden çıkarılan iş yerlerinde geçici iş ilişkisi kurulamaz. Geçici işçi çalıştıran işveren, grev ve lokavtın uygulanması sırasında, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 65 inci maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla geçici iş ilişkisiyle işçi çalıştıramaz. Kaynak Çalışma Bakanlığı Yasal Uyarı Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir. BENZER İÇERİKLER İşverenin işçiyi geçici olarak bir başka işverenin yanında görevlendirmesi mümkün müdür? Belirli süreli hizmet akdi ile çalışılan durumlarda da işverenin bildirim süresine uyma zorunluluğu var mıdır? İkale sözleşmesi nedir? Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Nedir? TCK Özel hayatın gizliliği, insanın sosyal hayat içerisinde sağlıklı bir birey olarak varolması için korunan bir hukuki değerdir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile özel hayata müdahale girişimlerinden bireyin korunması amaçlanmıştır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, kişinin başkaları tarafından bilinmesini istemediği hayatının özel alanlarına girilmesini cezalandırarak bireye hukuki güvenlik sağlar. TCK düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu; hayatın özel alanına ilişkin değerleri koruyan genel norm niteliğinde bir suç olup özel norm niteliğindeki aşağıdaki benzer suçlarla karıştırılmamalıdır Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, Bilişim suçları, Haberleşmenin Gizliliğini İhlal suçu, Kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkasına verme suçu. Özellikle belirtelim ki, günümüzde özel hayatın gizliliğini ihlal eylemleri internet üzerinden youtube, instagram, twitter, facebook, whatsapp, e-posta e-mail vb. iletişim araçları kullanılarak işlenmektedir. Bu şekilde bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi bilişim sistemi araçları kullanılarak internet üzerinden işlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, aşağıda açıklayacağımız üzere TCK gereği suçun nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Şartları TCK Birey sosyal hayatın farklı katmanlarında kendi hayatına ait farklı varoluş biçimleriyle ortaya çıkar. Özel hayatın gizliliği suçu ile yalnızca bireyin “özel hayatının gizliliği” kapsamında olan alana müdahale edilmesi halinde cezalandırılması söz konusudur. Özel hayat birçok farklı katmandan oluşmaktadır. Özel hayatın gizliliği suçu ile özel hayatın yalnızca gizli alanı koruma altına alınmıştır. Bireyin sinema veya tiyatroya gitmesi, havuza girmesi, spor yapması da özel hayattır. Fakat toplumun diğer bireyleriyle aynı alanlarda yapılan bu faaliyetler “özel hayatın gizliliği” kapsamına alınabilecek faaliyetler değildir. Özel hayatın gizliliği, kişisel faaliyetlerin toplumun diğer bireyleri tarafından bilinmesinin istenmediği noktada başlar. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu da bireyin bilinmesini istemediği bu özel alana müdahaleyi engellemek için ihdas olunmuştur. Özel hayat, başkalarının bilmediği ve bilmesi gerekmediği, kişinin herkesten gizlediği hayatıdır. Özel hayatın sosyal yaşamın her alanında var olduğunu özellikle vurgulamak gerekir. Birey, ister özel konutunda isterse sokak, park, iş ve alışveriş merkezleri gibi sosyal alanlarda olsun mutlaka her alanda özel hayatı vardır. Örnek vermek gerekirse, alışveriş merkezinde alışveriş yapan bir kadının alelade fotoğrafının çekilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaz. Ancak, aynı kadının eteğinin altına kamera tutarak fotoğraf çekmek özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Çünkü birinci fiil de birey, sosyal hayatın ortak alanında gözlemlenmekte, ikinci fiilde ise her ne kadar birey sosyal içerisindeyse de tamamen özel hayatının gizliliği ihlal edilmektedir. Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez. Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yaptıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kapsamına dahildir; ancak, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler ise bu kapsamda değerlendirilemez. Sonuç olarak, bir olay ya da bilginin, özel hayat kapsamına girip girmediği belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, sosyal ilişkileri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır Y12CD-K2016/8242. Bir kimsenin açık alandaki alelade resimlerinin sık sık çekilmesi halinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmasa da, TCK md. 123’te tanımlanan “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçu oluşabilir Y12CD-K2012/5809. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, insanların birbirinin gizli yaşam alanlarına girerek başkalarının görmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayını saptaması veya kaydetmesi fiilini cezalandırmaktadır. Örneğin, internet üzerinden görüntülü görüştüğü bir kimsenin görüntüsünü rızası dışında kaydetmek özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturur. Sanığın internet ortamında görüştüğü mağdurenin görüntülerini cep telefonuna kaydettiğini ikrar etmesi karşısında; eylemin TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması, bozma nedenidir İnternet veya sosyal medya araçları youtube, instagram, twitter, facebook, whatsapp vb. üzerinden görüşenlerden bir tarafın rızaya dayalı olarak cinsel içerikli sohbet, fotoğraf veya video paylaşması, diğer tarafın ise bu içerikleri kaydetmesi halinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmaz. Ancak, kaydedilen ses, fotoğraf veya videonun üçünçü kişilerle paylaşılması özel hayatının gizliliğini ifşa suçu olarak kabul edilmektedir. Şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince; sanık …’ın, internet üzerinden tanışıp arkadaş olduğu mağdur … ile baş başa yaptıkları cinsel içerikli sohbetleri, onun bilgisi ve rızası dahilinde kaydettikten sonra, mağdura, - TL parayı vermemesi halinde, bu kayıtları, yakınlarına gönderip, internette yayımlayacağı tehdidiyle şantajda bulunduğu ve istediği paranın kendisine verilmemesinin ardından mağdurun özel yaşam alanına ilişkin konuşmalarını internet ortamında başkalarına ifşa ettiği iddialarına konu olayda; sanığın kısmi ikrarı, kovuşturma evresinde düzenlenen tarihli bilirkişi raporu, mağdurun aşamalarda özde değişmeyen ve tanık anlatımlarıyla doğrulanan beyanları ile dosya kapsamına göre; sanığa yüklenen şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının sübut bulduğuna dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Y12CD-2019/9756 K.. Suç, genel kastla işlenen bir suçtur. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işleyen kişinin başkasının özel hayatına müdahale ettiğini bilmesi ve istemesi suçun oluşumu için yeterlidir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu serbest hareketli bir suç olup özel hayatın gizlilik alanına herhangi bir fiil ile girmek yeterlidir. Ünlü Kişiler ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Normal insanların özel hayatın gizliliği alanı daha genişken, tanınmış şahsiyetlerin; örneğin siyasetçiler, sanatçılar, sporcular gibi ünlülerin, özel hayatı ve özel hayatın gizlilik kapsamı normal bir insanlara göre daha dardır. Ünlü kişiler belli ölçülerde özel hayatlarının izlenmesine katlanmak zorundadır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, ünlüler açısından farklı kriterlerle değerlendirilmek durumundadır. Herhangi bir kişinin güneşlenirken sürekli izlenmesi, fotoğrafının çekilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluştururken, ünlü bir sanatçıya karşı aynı mahiyette bir fiil işlenmesi halinde özel hayatın gizliliği ihlal edilmiş olmaz. Siyasetçi, sanatçı, sporcu, kamu hizmeti sunan kişi vb. gibi her grubun kendine özgü bir özel hayatın gizliliği kapsamı vardır. Kim ne şekilde ve hangi ölçüde kamuoyu önündeyse o ölçüde özel hayatının gizliliği kapsamı değişecektir. Aynı grup içerisinde farklı katmanlarda yer alan kişilerin özel hayatının gizliliği kapsamı dahi farklıdır. Örneğin, bir partinin ilçe yöneticisi olarak siyaset yapan kişi ile aynı partide milletvekili olarak siyaset yapan kişi özel hayatın gizliliğini ihlal suçu bakımından farklı değerlendirme kriterlerine tabi tutulacaktır. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Nitelikli Hali TCK md. 134/2 Özel hayatın gizlilik alanına ilişkin ses ve görüntülerin “ifşa” edilmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun nitelikli ağır şeklinin meydana gelmesine neden olur. İfşa etmek, gizli bir şeyi açığa vurmak, yaymak anlamlarına gelir. Özel hayatın gizliliği ihlal edilecek şekilde, bir ses veya özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun ağır şeklinin vücut bulmasına neden olacaktır. Suçun bu ağır halinde özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediği başkasının duymasına veya görmesine göre değerlendirilmez. Önemli olan başkasının duyabileceği veya görebileceği şekilde ifşanın gerçekleşmesidir. Örneğin, bir parkta bir kişinin gizlice kaydedilmiş sesini dinleten kişinin bu fiili, sesi kimse duymasa bile özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun ağır şeklini oluşturur. Hemen belirtmek gerekir ki, görüntü ve seslerin ifşası, ifşayı sağlamaya elverişli araç ve gereçlerle yapılırsa özel hayatın gizliliğinin ihlal suçunun ağır şekli meydana gelir. İfşa için kullanılan araç elverişli değilse suç oluşmaz. Fail, hem ses ve görüntüleri kayda alır hem de ifşa ederse, burda TCK md. 134/1 ve 134/2’de tanımlanan iki farklı suç oluşur. Failin her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılması gerekir. İnternetten veya Sosyal Medya Yoluyla Bilişim Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yargıtay uygulamasına göre, youtebe, instagram, twitter, facebook, whatsapp gibi sosyal medya araçları veya web siteleri ile bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi aletler “bilişim sistemi” olarak kabul edilmektedir. Bilişim sistemi, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun en yaygın şekilde işlendiği ortam internet ortamıdır. Sosyal medya üzerinden youtube, instagram, twitter, facebook vs., elektronik posta email veya herhangi bir internet web sitesi üzerinden rızası dışında başkasına ait resim, ses kaydı veya video paylaşılması özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun nitelikli halini oluşturur. İnternet veya sosyal medya üzerinden özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezası, yani başkasına ait ses veya görüntüleri ifşa etme suretiyle suç işlenmesinin cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapistir TCK Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Cezası Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezası, TCK md. 134/1 ve suçun basit ve ağır hali olmak üzere iki ayrı fıkrada düzenlenmiştir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun basit şeklinin cezası TCK md. 134/1’de ilk cümlede 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Suçun basit şekli işlenirken ses veya görüntü kaydedilmesi halinde, ilk cümlede ifade edilen 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası, aynı maddenin ikinci cümlesi gereği bir kat arttırılarak suçu işleyen faile 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilir. Suçun basit şekli için örnek vermek gerekirse, bir kimsenin yatak odasını gizlice izlemek 1 yıldan 3 yıla kadar hapis, görüntüleri kaydetmek 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasını gerektirir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun nitelikli şekli, yani ses veya görüntülerin ifşa edilmesi suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapistir. İfşanın basın, yayın veya internet yoluyla yapılması halinde de aynı ceza uygulanır. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunda Cezayı Attıran Nedenler TCK Aşağıdaki hallerde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu nedeniyle hükmedilen cezalar arttırılmalıdır Suçun kamu görevlisi memur, belediye zabıtası, avukat, hakim, savcı tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlenirse yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar 1/2 oranında arttırılarak hükmedilir. Örneğin, bir polis memurunun telefon dinleme yetkisi olan bir polis memurunun bu yetkisini kötüye kullanarak bir kişinin özel hayatına dair bilgileri ifşa etmesi halinde, hükmedilen ceza yarı oranında arttırılmalıdır. Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle hözel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlenirse yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar 1/2 oranında arttırılarak hükmedilir. Örneğin; bir sekreterin kendisinin teslim aldığı patronuna ait özel hayat bilgilerini içeren mektupları ifşa etmesi halinde hükmedilen ceza yarı oranında arttırılır. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Şikayet ve Uzlaştırma TCK gereği, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun tüm şekilleri şikayete tabidir. Yani, mağdur şikayetçi olmadan savcılığın soruşturma yapması, mahkemenin kovuşturma yapması mümkün değildir. Şikayet süresi, mağdurun fiili işlendiğini ve fiili işleyen kişiyi öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 aydır. Örneğin; Mağdur, aleyhine özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlendiğini tarihinde öğrenmiş, suçu işleyen kişiyi de tarihinde öğrenmiş olsun. Bu somut olayda mağdurun 6 aylık şikayet hakkı süresi, tarihinde başlar, tarihinde sona erer. Uygulamada kolluk aşamasında şikayetten vazgeçme beyanında bulunulduğu, fakat belli bir süre sonra şikayetçi olunduğu görülmektedir. Hemen belirtelim ki kollukta şikayetten vazgeçildiği takdirde mağdurun aynı fiil ile ilgili şikayet hakkı ortadan kalkar. Çünkü hukuk sistemimizde “şikayetten feragatten vazgeçmek” mümkün değildir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, taraflar arasında uzlaşma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardandır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir. Cezanın Ertelenmesi, Adli Para Cezasına Çevrilmesi veya HAGB Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması HAGB, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hagb kararı verilmesi mümkündür. Cezanın ertelenmesi, hükmedilen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi, sanığın belirlenen denetim süresini sosyal hayat içerisinde iyi halli geçirmesi halinde cezasının infaz edilmiş sayılmasını sağlayan bir bireyselleştirme kurumudur. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Yargıtay Kararları Evlilik Eşlerin Özel Hayatın Gizliliği Hakkını Ortadan Kaldırmaz Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez. Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yapıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kavramı kapsamına dahildir; ancak, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler ise bu kapsamda değerlendirilemez. Sonuç olarak, bir olay ya da bilginin, özel hayat kavramı kapsamına girip girmediği belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, sosyal ilişkileri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır. Kişiye bağlı ve onun kişisel gelişimiyle ilgili olan özel hayatın gizliliği hakkı, evlilikle tamamen ortadan kalkmaz. Tarafların evli olmaları ve aynı konutu paylaşmalarından dolayı birbirlerinin kişisel eşyalarına ve özel yaşam alanına giren hususlara kolayca ulaşabilme imkanına sahip bulunmaları, eşlerin hiçbir sınır olmaksızın birbirlerini sürekli gözetleyebileceği ve denetleyebileceği şeklinde yorumlanamaz. Ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığından da söz edilemez. Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan şüphelinin 7 aydır ayrı yaşamalarına ve boşanma aşamasında olmalarına rağmen gittiği yerlerden ve yaptığı işlerden haberdar olmasından dolayı kuşkulanan şikayetçinin, kız kardeşinin eşi adına kayıtlı olup, kredi borcunun kendisi tarafından ödenmesi nedeniyle sahibi olduğunu beyan ettiği ve kullanmakta olduğu …. plakalı aracın sağ ön yolcu kısmının torpido alt kısmına kayıt cihazı ve ayrıca GPRS yerleştirildiğini fark edip, şikayetçi olması üzerine başlatılan adli soruşturma kapsamında, şüphelinin kolluk görevlilerince alınan; “… plaka sayılı araç bana aittir, bu aracın indiriminden faydalanmak için araç ruhsatı bacanağımın üzerine yapılmıştır, benim müdürlüğünü yaptığım taşıma şirketinin benzin istasyonları ile anlaşmaları vardır, bu aracımızın da bu anlaşmalardan yaralanması için araca araç tanıma sistemi taktırdım, bu araç tanıma sistemi takılan araçlara şirket uygulaması gereği Gprs cihazı takılmaktadır, eşim ile aramızda sorun başlayıp boşanma aşamasına gelince ben eşimden parasını ödediğim bana ait olan aracı istediysem de eşim getirmedi. Araç içerisinde bulunan ses ve görüntü cihazı ile bir alakam yoktur, kimin tarafından ne amaçla takıldığından da haberim yoktur.” biçimindeki ifadesini müteakip, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca, “Resmi nikahla evli oldukları anlaşılan müşteki ile şüphelinin arasındaki ihtilafa konu olan …. plakalı aracın mülkiyeti konusunda anlaşmazlık bulunduğu gibi halen evliliklerinin de devam ettiği, dolayısıyla bu süreç içerisinde müştekinin eşinin yanında özel hayatın söz konusu olamayacağı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüpheli ile şikayetçi arasında İzmir 14. Aile Mahkemesi’nin 2018/257 esasına kayden görülmekte olan boşanma davası bulunduğu gibi, iddia olunan suç tarihinde tarafların fiilen ayrı yaşadıkları da anlaşılmakla, özel hayatın gizliliği hakkının evlilikle tamamen ortadan kalkmadığı nazara alınarak, anılan boşanma dosyası soruşturma dosyası arasına alınıp incelenerek, tarihli tutanağa göre üzerinde takip cihazı ile kayıt cihazı bulunduğu tespit edilen …. plakalı aracın tescil kaydının temini ile aracın kime ait olduğu, iddia olunan suç tarihinden önce ve sonra fiilen kimin kullanımında olduğu, kayıt cihazının kim ve kimler tarafından hangi tarihte araca yerleştirildiği araştırılıp, gerektiğinde tescil kaydına göre araç sahibi görünen kişi de dinlenilmek suretiyle toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmaya ve yasal olmayan gerekçeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar NO 2019/5170. Çocukların Özel Hayatının Gizliliğini İhlal Suçu Çocuklara karşı işlenen özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunun da iki kategoride ele alınması gerekmektedir Birinci kategoride yer alan “onbeş yaşını tamamlamamış” çocukların özel hayatlarının gizliliği ve korunması hakkı niteliği itibarıyle üzerinde mutlak surette tasarruf edebilecekleri bir hak olmadığından, özel hayatlarının gizliliği ve korunması hakkının ihlaline yönelik olarak gerçekleştirilen eylemlerle ilgili gösterdikleri rıza, bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Buna karşın ikinci kategoride yer alan “onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını tamamlamamış” çocuklara karşı işlenen suçlarda ise, mümeyyiz olmaları halinde rızaları hukuka uygunluk nedeni olabilecektir. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Sanığın suç tarihinde cinsel ilişkiye girdiği 15 yaşından küçük mağdurenin çıplak bedenini kendi rızası dahilinde cep telefonu kamerasıyla çekip kaydetmesi eyleminde, mağdurenin rızası hukuken üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olmadığından hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Dolayısıyla 15 yaşından küçük mağdurenin rızasıyla bile gerçekleştirilmiş olsa bu eylem TCK’nun 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmakta olup sanığın cinsel ilişki sırasında mağdurenin bedenini görüyor olması da, ulaşılan bu sonucu değiştirmeyecektir. Bu nedenle, yerel mahkeme hükmünün, sanığın cinsel ilişkiye girdiği mağdurenin çıplak bedenini görmesinin özel hayatın gizliliğini ihlal olarak nitelendirilemeyeceğinden bunun kayda alınmasının da suç oluşturmayacağı gerekçesiyle bozulmasına ilişkin Özel Daire kararında isabet bulunmamaktadır Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar 2014/311. İzinsiz Fotoğraf Çekilmesi ve Kullanılması Suç mudur? Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; … Valiliğinde basın ve halkla ilişkiler müdürü olarak görev yapan sanık …ın, kapısı açık olan Vali Yardımcılığı sekretarya kısmında, vali yardımcısı katılan …ın eşi ve aynı zamanda defterdarlık muhasebe memuru olan katılan …, vali yardımcıları sekreteri olan katılan …, vali yardımcılarının koruması olan polis memuru katılan … ile defterdarlık muhasebe uzman yardımcısı olan katılan …nın, mesai saatleri içerisinde kahvaltı yaptıklarını görmesini müteakip, kahvaltı masası etrafında oturan katılanlar A.., T…, K… ve E…. bilgisi dahilinde; ancak, rızalarına aykırı olarak, fotoğraflarını çektiği olayda, Kişilik haklarından olan kişinin fotoğrafının rızaya aykırı olarak çekilmesi ve kullanılmasının kişilik hakkının ihlali olabileceği ve sanığın söz konusu eyleminin özel hukuk yaptırımlarını gerektirebileceği; ancak, söz konusu kişilik hakkının ihlalinin, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaya yetmeyeceği; zira, sanık …ın, tesadüfen ve özel bir çaba göstermeksizin elde ettiği fotoğraf, katılanlar …, …, … ve …, başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyeceği özel yaşam alanlarına ilişkin bir görüntü niteliğinde olmadığı gibi, katılanların kapısı açık olan Vali Yardımcılığı sekretarya kısmında kahvaltı yapmaları, onların sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş özel hayatlarının gizliliğini ihlale yol açan bir bilgi niteliğinde de olmadığından, beraate ilişkin yerel mahkeme kararı onanmalıdır Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2014/7905. Özel Hayatın Gizliliği Suçunda Şikayetten vazgeçmenin Etkisi Yaşı küçük mağdur çocuğun kavga görüntülerinin kaydedilmesi TCK ikinci cümlesi, bu görüntülerin internet ortamında yayılması da TCK md. 134/2 maddesi ihlal edilmiş olur. Her iki sanık açısından da özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmuştur. Ancak, mağdurun annesi polis ifadesinde şikayetten vazgeçmiştir, şikayetten vazgeçtikten sonra tekrar şikayetçi olunamaz, bu nedenle dava hakkında düşme kararı verilmesi gerekir Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Esas No 2014/16728, Karar No 2015/1677. Eski Sevgilisinin Fotoğraflarını İfşa Etme Sanık ile katılanın bir dönem duygusal arkadaşlık yaptıkları dönemde katılan ile beraber çekilmiş oldukları sanıkla aralarındaki ilişkinin varlığını ve boyutunu kendisinde saklı tutan mağdurun özel hayatına ilişkin görüntülerini onun rızası dışında ifşa eden sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun sübut bulduğuna ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/5926. Fotoğraf, Video ve Çıplak Görüntüleri İnternetten Başkalarına Gönderme Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, bilahare arkadaşlıklarının bitmesi üzerine, sanığın, katılanın arkadaşlarına, değişik zamanlarda başka elektronik posta adresleri üzerinden, katılanın tatilde deniz kenarında bikini ile güneşlenirken çekilen fotoğrafları, otelde bar ortamında çekilen fotoğrafları, eski erkek arkadaşları ile olan fotoğrafları ve msn üzerinden görüntülü görüşme sırasında çekilen çıplak ve yarıçıplak görüntüleri ile web kamera karşısında soyunurken çekilen video görüntüleri gibi özel yaşam alanına dair fotoğraf ve video görüntülerini rızası dışında göndermek suretiyle ifşa ettiği, ayrıca yine katılana yönelik hakaret içeren o…, namussuzluğu ve şerefsizliği sende gördüm, herkesle birlikte oluyorsun vb ifadeleri fotomontajlı çıplak fotoğraflarla birlikte katılanın arkadaşlarına gönderdiği olayda; tüm dosya kapsamı ile katılan ve tanık beyanları ile sanığın eylemleri sabit olduğundan mahkemece sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından mahkumiyet kararı verilmesi hukuka uygundur Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2016/277. Rızayla Kaydedilen Çıplak Görüntü ve Fotoğrafların Rıza Dışı İfşa Edilmesi Mağdurenin çıplak vaziyetteki görüntü ve fotoğrafları sanık tarafından kaydedilmiştir. Görüntülerin kaydedilmesi fiili, “Kişisel verilerin kaydedilmesi” suçunu oluşturmaz. Görüntü çekiminin, mağdurenin bilgisi ve rızası kapsamında gerçekleşmesi nedeniyle, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun md. 134/1’deki şekli de oluşmaz. Ancak mağdurenin rızasıyla çekilen görüntülerin rızası dışında farklı zamanlarda birçok kuruma göndermesi fiili özel hayatın gizliliğini ifşa suçunu, yani TCK md. 134/2’deki suçu oluşturur Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar No 2012/18222. Komşusunun Yatak Odasını Gözetleme Sanık, ortak kullanılan çatı katının bir bölümünde gizli bir delik açarak alt kattaki komşusunun yatak odasını gözetlemiştir. Şikayetçilerin bilinmesini istemedikleri konutları içerisindeki özel yaşamlarına müdahale eden sanığın fiili özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Fiil defalarca işlendiğinden zincirleme suç hükümleri gereği alt sınırdan ayrılarak daha yüksek ceza verilmesi gerekir Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar No 2013/20214. Cep Telefonu ile Mağdurenin Bacaklarını Kaydetme Mağdure vitrini izlerken sanık mağdurenin arkasından yaklaşarak elindeki cep telefonu kamerasıyla mağdurenin bacaklarını kaydetmiştir. Sanığın bu davranışı cinsel taciz suçunu değil, TCK md. 134/1 ikinci cümlesi gereği özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur Yargıtay 14. Ceza Dairesi –Karar No 2013/8902. Fotoğrafçının Evlilik Resimlerini Vitrine ve İnternet Sitesine Koyması Fotoğrafcılık yapan sanık, şikayetçilerin evlilik resimlerini çekmiştir. Sanık çektiği evlilik resimlerinin bir kısmını, şikayetçilerin bilgisi ve rızası dışında, iş yerinin vitrininde ve internet sitesinde, reklam amacı ile bulundurmuştur. Kişinin fotoğrafının rızaya aykırı olarak vitrinde bulundurulması kişilik hakkını ihlal eder, fakat sanığın söz konusu eylemi ancak özel hukuk yaptırımlarını gerektirebilir, söz konusu kişilik hakkının ihlali, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaz Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar No 2012/9834. Ünlü Olmayan Kişilerin Mayolu Fotoğrafının Dergide Yayımlanması Müşteki şezlongda uzanırken mayolu fotoğrafı sanık tarafından çekilerek derginin ön kapağına haber olarak konulmuştur. Olayda kamu yararı olduğuna dair bir bilgi yoktur. Yerel mahkemenin, “plajın kamuya açık alan olup, gizli alan olmadığı” şeklindeki, özel hayatı salt mekana indirgeyen yaklaşımı doğru değildir. Sanık özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılmalıdır Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar No 2012/8936. Özel Hayatın Gizliliği Suçu ve Gazetecilik/Habercilik İlişkisi Gazetecilik/habercilik, kişilerin özel hayatına sınırsız bir şekilde müdahale etme hakkı vermez. Gazeteci haber yaparken haber içeriğinin görünür gerçekle uyumlu, güncel ve kişilik haklarına müdahale içermemesine özen göstermelidir. Haberin konusu ünlü bir kişi olsa bile özel hayatın gizliliğine ölçüsüz bir şekilde müdahale edilmemelidir. Karar, gazetecilik ve haber yapma hakkı açısından emsal niteliğinde ve oldukça ayrıntılıdır. Yargıtay Kararının ayrıntıları için bakınız Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2015/18747 Karar . Cinsel İlişkiye İlişkin Görüntülerin Gizlice Kaydedilmesi ve Bilirkişi İncelemesi Sanık …ın, mağdur … ile farklı tarihlerde cinsel ilişkiye girdiği esnada mağdurun görüntülerini gizlice kaydedip zincirleme şekilde TCK’nın 134/1. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Soruşturma evresinde İzmir Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliğince düzenlenen tarihli ve kovuşturma evresinde bilirkişi tarafından hazırlanan tarihli raporlara göre; “2-Dilekve Ben”, “Dilek-ben”, “Dilek- ben1”, “Dilek- Ben2”, “Dilek-ben3”, “Dilek- Ben4” isimli klasörler içerisinde yer alan mağdurun cinsel içerikli görüntülerinin tamamı, bilişim uzmanı üç kişilik bilirkişi heyetine inceletilip, mağdurun, çalışır vaziyetteki kameranın varlığından haberdar olup olmadığı, kamerayı fark ettiği izlenimini uyandıracak bir sözü ve davranışının bulunup bulunmadığı, çekim yapan cihaza ısrarla bakıp bakmadığı ve odaklanıp odaklanmadığı, özetle görüntülerinin bilgisi dahilinde kaydedilip kaydedilmediği hususlarını denetime olanak verecek şekilde açıklayan rapor düzenlettirilmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, salt “Dilek-ben3” adlı klasör içerisinde yer alan görüntülerden hareketle ve bu klasördeki videoda da, yaklaşık 22 dakika mağdurun görüntülerini gizlice kaydeden sanığın, kamerayı fark edip, eline alan ve “O niye orada?” sorusunu soran mağdura söylediği, “Ne o hayatım, o ne, vallahi bilmiyordum.”, “Çalışmıyor ki, istediğin yere koy, öyle bir şeyi sana yapacağımı, çarşaf getireyim sana Anlaşılmıyor, sana söylemiştim, bana inanmıyor musun?” şeklindeki sözlerle mağduru kameranın çalışmadığına ikna edip, onu kandırarak çekime devam ettiği ve mağdurun görüntülerini yaklaşık 22 dakika gizlice kaydeden sanığın bu durumu açıklamaksızın sonradan alacağı çekim izninin mağdurun sanığın önceki eylemine rıza gösterdiği sonucunu doğurmayacağı da gözetilmeksizin, kamerayı görmesine rağmen 43 dakika daha cinsel ilişkiye devam eden mağdurun görüntülerinin kayda alındığını bilebilecek durumda olduğuna dair tarihli yetersiz bilirkişi raporuna ve eksik incelemeye dayalı olarak sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/636. Özel Hayatın Gizliliğini “İhlal” Suçu ile “İfşa” Suçu İki Ayrı Suçtur Sanığın mağdure ile arasındaki cinsel içerikli konuşmaları ve mağdurenin görüntülerini rızası dışında kaydetmesinin ve bunları müşteki …ya vermesinin, mağdurenin özel yaşam alanına dair ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin hem TCK’nın 134/1. maddesinde düzenlenen görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal hem de aynı maddenin 2. fıkrasında düzenlenen görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu ve sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar 2016/1763. Doktor Muayenesinin Ses Kaydına Alınması Suça sürüklenen çocuğun, hastanede doktor olarak görev yapan katılanın, kendisine karşı, muayene sırasında ve sonrasında cinsel istismar oluşturabilecek eylemleri nedeniyle, olay esnasında katılanla aralarında geçen aleni olmayan konuşmaları rıza olmaksızın cep telefonuyla kayda alarak katılan hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayetçi olması şeklindeki olayda; taraflara ait sesler kişisel veri kapsamında değerlendirilemeyeceğinden ve suça sürüklenen çocuğun, katılanla aralarında geçen aleni olmayan konuşmaya ilişkin sesleri kayda aldığının, katılanın özel yaşam alanının gizliliğinin seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edildiğinin anlaşılması karşısında; eylemin sübutu halinde TCK’nın 135. maddesindeki kişisel verilerin kaydedilmesi suçu yerine, TCK’nın 134/1-2. cümlesi ile 134/2. maddesine uyan özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağı, ancak; suça sürüklenen çocuğun, aksi kanıtlanamayan, katılanın, kendisine yönelik cinsel istismar oluşturabilecek eylemleri nedeniyle delil olması açısından kayıt yaptığı şeklindeki savunması ile CD ortamına aktarılan ses kaydının elverişsizliği nedeniyle çözümünün yapılamadığına ilişkin tutanağa göre, suça sürüklenen çocuğun, kendisine karşı bir suç işlendiği kanaatiyle, başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, katılanla aralarındaki konuşmaları kayda aldığı, eyleminin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, kayıtları bir başkasına verdiği veya yaydığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen suça sürüklenen çocuğun, şikayetçisi olduğu soruşturmadaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle de hareket etmediği, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı anlaşıldığından; beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2014/18281. Çekimi Yapan Kişinin Video Kaydındaki Kişilerle Konuşması ve Rızanın İspatlnması Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü Sanığın, evinde, uzun yıllardır arkadaşı olan katılan ile alkol alarak eve kız çağırdığı ve katılanın, kızla evin yatak odasındaki ilişkisine ait ses ve görüntülerini rıza olmaksızın kamera ile kayda alarak, ses ve görüntü kayıtlarını bilgisayarına ve flash diske aktarıp, flash diski katılanın eşi tanık İvana’ya vermek suretiyle ifşa ettiğinin iddia edildiği olayda; Sanığın atılı suçu inkar ederek katılanın çok eski arkadaşı olup eşi ile ortak iş yaptığını, olay günü, evinde katılanın kapılar açık halde sabaha kadar bir bayanla birlikte olduğunu, bir ara kendisinden görüntülerini çekmesini istediğini, isteği üzerine cep telefonu gibi bir aletle görüntüleri çektiğini, ertesi gün katılan, evden ayrılırken telefonu bilgisayara bağlayıp görüntüleri bilgisayara ve oradan da flash diske aktardığını, flash diski de katılana verdiğini, görüntüler yedeklendiği için bilgisayarda da kaldığını, görüntüleri katılan dışında kimseye vermediğini, katılanın eşine de vermediğini, eşine vermiş olsaydı boşanma davasının 1 yıl önce açılmış olacağını, olayın eski bir olay olduğunu, kayıt yaptığı telefonun kocaman olduğunu, gizli yapmış olmasının imkansız olduğunu, sabah yaptığı çekimde daha çok kızı çektiğini, katılanın eşi ile arasındaki boşanma davasına alet olduğunu düşündüğünü savunması; tanık İvana’nın duruşmadaki, katılanın eşi olduğunu, aralarında boşanma davasının devam ettiğini, sanığı da iş ortağı ve arkadaşı olması nedeniyle tanıdığını, bahse konu görüntüleri ilk kez 2011 yılı ağustos ayında basında haber olması ile öğrendiğini, görüntüleri izlemediğini, görüntülerin yer aldığı bir materyalin eline geçmediğini, sanık tarafından kendisine verilmiş bir görüntü olmadığını, verilmiş olsaydı daha önce boşanma davası açacağını beyan etmesi; Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü uzmanlık raporunda, görüntülerin rızaya dayalı çekilip çekilmediğine yönelik yapılan incelemede, tetkike konu kayıtların mobil bir aygıt cep telefonu, akıllı telefon veya elde rahatlıkla taşınabilen bir el kamerası ile elde edilmiş olduğu, kayıtların bir kısmının, kaydı gerçekleştiren şahıs tarafından, diğer şahıslar uyur vaziyette iken kayıt edilmiş olduğu, kayıtların bir kısmının kameranın görüş alanı içerisindeki şahısların görebileceği şekilde kayıt edilmiş olduğu, kayıtların bir kısmında kamera çekimi yapan kişi ile kameranın görüş alanı içerisinde yer alan şahıs/şahısların konuşmakta olduğu, kayıtların görüş alanının herhangi bir şekilde kapanmıyor olması nedeniyle, kullanılan kameranın düğme kamera veya benzeri gizli bir kamera olma olasılığının düşük olduğu, bu itibarla, kayıtlar içerisinde uyur vaziyette görülen şahısların bulunduğu kamera çekimlerinin, uyuyan şahısların rızası alınmaksızın gizli şekilde çekilmiş olduğu, kayıtlar içerisindeki cinsel ilişki halini gösterir görüntüler ile şahısların karşılıklı konuşmalarını içeren görüntülerin gizli çekim yapılmak suretiyle elde edildiğini gösterir herhangi bir bulguya rastlanılmadığının belirtilmesine göre, sanığın, katılanın, bir bayanla özel ses ve görüntülerini rıza olmadan çekerek kaydettiği ve ifşa ettiğine dair savunmanın aksine, mahkumiyete yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, uyurken çekilerek kaydedilen ses ve görüntülerin, verilen rıza dahilinde çekilip kaydedilen ses ve görüntülerin devamı niteliğinde olduğu anlaşılmakla, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş; tebliğnamede bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2014/25533. Özel Fotoğrafların Üçüncü Kişilere Gönderilmesi Suç mudur? Sanıklar hakkında özel hayata ilişkin görüntüleri ifşa suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince; Sanık … Baziki ile katılan …’nin evli oldukları, sanık …’in de tarafların müşterek çocukları olduğu ve annesi Solmaz ile birlikte yaşadığı, ancak katılan …’nin müşterek evlerini terketmesi nedeniyle ayrı yaşadıkları ve aralarında boşanma davası bulunduğu, anne oğul olan sanıkların, bir şekilde temin ettikleri katılanların özel fotoğraflarını katılan …’nin yakınlarına ve diğer katılan …’in kocası müşteki …’ye göndererek ifşa ettikleri anlaşılmakla, sanıkların eylemlerinin TCK’nın 134/2-1. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun kabülünde bir isabetsizlik yoktur Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2016/4186. Boşanma Davasına İbraz Edilmeyen Ses Kaydı Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın ve katılanın resmi nikahlı evli iken, aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle boşanma davalarının bulunduğu, sanığın boşanma davasına avukatı aracılığıyla vermiş olduğu cevaba cevap dilekçesinde, eşinin kendisine yalan söylediğine ilişkin olarak ses kaydının mevcut olduğunu belirtip eşinden habersiz olarak eşinin konuşmasını kaydettiğinin iddia edildiği olayda; Taraflar arasında ………. Aile Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına, sanık tarafından, katılan eşinden habersiz kaydettiğine dair ses kaydını içeren herhangi bir kaydın ibraz olunmadığı, mahkemece görülen boşanma davasında tarafların ayrılmalarına karar verildiği ancak gerekçeli kararda ses kaydına dair kabulün de bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2015/1. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, bir hukuki değer olan kişilerin özel hayatını ve onurunu koruduğundan soruşturma aşamasının titiz bir şekilde yapılması suç faillerinin yakalanması açısından önemlidir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, günümüzde bazı teknik araçlar kullanılarak işlendiğinden iddia ve savunmanın bir Ceza avukatı aracılığıyla yapılması maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır. Ünlü Sanatçının Özel Hayatının Gizliliğini İhlal Sanığa isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, TCK’nın dokuzuncu bölümündeki özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan olup, salt gazetecilik mesleğini icra etmek, meslek mensubuna, kişilerin özel hayatlarına koşulsuz ve sınırsız şekilde müdahalede bulunma hakkı vermez. Bilinmesinde kamu yararı olan bir bilgiye ulaşmak saikiyle hareket edilmesi ya da tesadüfen böyle bir bilginin öğrenilmiş olması halinde dahi bu sonuç değişmez. Aynı şekilde; Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, politikacılar, bürokratlar, diplomatlar, bilim adamları, sanatçılar, sporcular gibi içinde bulundukları konum, mesleki faaliyetleri veya görevleri nedeniyle kamuoyu tarafından tanınan kişilerin, özel hayatlarının dokunulmaz ve gizli alanlarının, toplumda yer alan diğer kişilere oranla, daha sınırlı olması, bu kişilerin özel hayatlarına, ağır, ölçüsüz ve haksız müdahalede bulunulabileceği anlamına gelmez. Aksinin kabulü, kişilerin özel hayatlarını, Anayasal ve yasal korumadan yoksun bırakır. Basın ve yayın organları; bilgi edinme, bilgiyi yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını kullanırken ve habere ulaşmada, kamu yararını gözetmek zorunda oldukları gibi, haber içeriğinin görünür gerçeğe uygun ve güncel olup olmadığını özenle irdelemek, haberin verilişinde tahkir edici bir dil kullanmayıp, ölçülülük ilkesine de uygun davranmak mecburiyetindedirler. Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada, ses sanatçısı olup, kamuoyu tarafından tanınan katılanın, yayın esnasında ismi açıklanıp, günlük kıyafetleriyle çektirdiği bir başka fotoğrafına da yer verilerek kimliği belirgin hale getirildikten sonra, cinsel ilişki anını gösteren ve kısmen flulaştırılan çıplak fotoğraflarının okuyucunun görgüsüne sunulmasında, ölçülülük ilkesine uygun davranılarak, haber verme hakkı sınırları içerisinde hareket edildiği ve hukuka uygun çerçevenin dışına çıkılmadığının kabul edilemeyeceği gibi, haberin başlığı ve içeriği bir bütün halinde değerlendirildiğinde, katılanın cinsel yaşantısı ve tercihleri hakkında topluma bilgi verilmesinde kamu yararı da bulunmadığı anlaşılmakla, Katılanın bilgisi ve rızası dışında ele geçirdiği cinsel mahremiyetine ilişkin görüntülerini, hukuka aykırı olarak yayınlayan sanığın eyleminin TCK’nın 134/2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik yoktur Yargıtay Dairesi - Karar 2014/10228. Boşanma Davasına Sunulan Deliller ve Özel Hayatın Gizliğini İhlal Suçu Haberleşmenin gizliliğini ihlal ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan ve eşi olan sanık arasında devam eden boşanma davası bulunduğu, katılanın sadakatsizliğini ileri süren sanığın, katılanın kendisiyle ve üçüncü kişilerle yaptığı mesajlaşma içerikleri ile, katılanın kullandığı sosyal paylaşım sitesi facebook sayfasında üçüncü kişilerle yapmış olduğu yazılı görüşmelerin ve internet ortamında indirmiş olduğu kendi sayfasına kaydettiği fotoğrafların çıktılarını delil olarak boşanma davasına ibraz etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, Sanığın, katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışma ve mesajlaşma içerikleri ile bilgisayarda bulundurduğu üçüncü kişilere ait fotoğraflarını kaydedip, bu kayıtları, görülmekte olan dava dosyasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemleri, TCK’nın 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal ve TCK’nın 132/1-3. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırılık bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2015/588. Haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal ve bilişim sistemine girme suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan mağdurun sadakatinden kuşkulanan ve aldatıldığını düşünen sanığın, henüz boşanma davası açılmadığı ve mağdurla fiilen birlikte yaşadıkları dönemde, mağdurun rızası dışında cep telefonunu alıp, şifresini kırarak elde ettiği mağdura ait MSN, GSM görüşmelerini ve elektronik iletileri, daha sonra açtığı boşanma davasına delil olarak sunmak suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal ve bilişim sistemine girme suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, Kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığından da söz edilemeyeceği nazara alındığında, Şikayete konu belge örneklerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında atılı suçlardan beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2015/10716. Özel hayatın Gizliliği Şikayet Süresi Sanığa isnat edilen ve sübutu kabul edilen TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanunun 139/1. madde ve fıkrası uyarınca soruşturulmasının ve kovuşturulmasının şikayete tabi olduğu, şikayet konusu fiili ve failini en geç kendi beyanına ve iddianamedeki anlatıma göre tanık Murat’ın anlatımına göre ise tarihinde öğrenen mağdurun, TCK’nın 73/1. madde ve fıkrasında öngörülen 6 aylık süre geçtikten sonra tarihinde sanık hakkında şikayette bulunduğu, dosya içeriği itibariyle de CMK’nın 223/9. madde ve fıkrasındaki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığı nazara alınarak, kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi bozma nedenidir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2019/9053 K.. Müstehcenlik Mahkumiyet, Özel Hayatın Gizliliği Beraat Somut olayda; sanığın yaşı küçük katılan … ile cinsel ilişkiye girdiği sırada görüntüleri kayda aldığı, bu görüntüleri yaşı küçük katılanla aralarının bozulması üzerine 11/03/2013 günü katılanın annesi …e vererek katılanın rızası ve bilgisi dışında ifşa ettiği, bu şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği kabul olunarak sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, sanığın bahsi geçen cinsel içerikli görüntüleri internet yoluyla yayınlaması biçiminde ayrıca eylemi kabul olunarak TCK’nın 226/5. maddesinde tanımlanan müstehcenlik suçundan mahkumiyetine karar verilmesi karşısında, sanığın bundan ayrı şekilde görüntüleri yaşı küçük katılanın annesi …e vermesi şeklinde eyleminin bir bütün halinde müstehcenlik suçunun unsuru olarak kabul olunması gerektiği gözetilmeyerek, sanık hakkında suçun nitelemesinde yanılgı sonucu, ayrıca TCK’nın 134. maddesinde yazılı olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir 18. Ceza Dairesi - 2019/14173 K.. Facebook Üzerinden Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Delillerin Araştırılması Sanık …nin tüm aşamalarda internet kullanmadığını söyleyerek suçlamaları kabul etmemesi ve tarihli duruşmada katılan … ın sanığa kim olduğunu sorduğunda kendisine isminin … olduğunu söylediğini ifade etmesi karşısında, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından, suç tarihinde sanığın kullandığı bilgisayar, telefon, tablet vb. cihazların neler olduğunun ve halen kullanımda olup olmadığının araştırılması, kullanıldığı tespit edildiği takdirde hangi tarihler arasında facebook hesaplarına girildiği, internet servis sağlayıcısı ve IP adresinin tespit edilip edilemeyeceği hususunda, bilişim alanında uzman bilirkişilerden rapor aldırılmadan; eksik inceleme ve yerinde görülmeyen gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir Yargıtay 4. Ceza Dairesi Facebook, Twitter, İnstagram, Whatsapp, Youtube Gibi Sosyal Medya Araçlarında Araştırma Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının tarihli ve 2018/19227 soruşturma, 2018/10251 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin tarihli ve 2018/3003 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Somut olayda müşteki vekilinin şikâyet dilekçesi üzerine herhangi bir soruşturma yapılmadan, facebook, twitter, ınstagram isimli sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerini Amerika Birleşik Devletleri adlî makamlarının cevaplamadığı gerekçesiyle iddiaların soyut nitelikte kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, şüphelinin instagram adlı sosyal paylaşım sitesindeki profil bilgilerinin ve diğer hususların araştırılarak, şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmeye çalışılması, Amerika Birleşik Devletleri adlî makamları ile istinabe yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması gerekmiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar2018/11367. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Müstehcenlik Suçunun Birlikte İşlenmesi Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarihli, 2014/14-603-2015/66 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; katılanın cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntülerini, onun bilgisi dışında, facebooktan yayımlayan sanığın eyleminde TCK’nın 134/2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki 17 yaşındaki katılana ait müstehcen görüntünün yayımlanması nedeniyle 226/5. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunun da oluştuğu, bir fiili ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, TCK’nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak, sanık hakkında, TCK’nın 134/2. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir Yargıtay 12. Ceza Avukat Baran Doğan Hukuk Bürosu UYARI Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Makale Yazarlığı İçin Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur. Özel hayat ne demektir, içerisinde hangi kavramları barındırır? Özel hayatın gizliliğini ihlal nasıl meydana gelir? Bu sorulara vereceğimiz cevaplar önemlidir, çünkü özel hayatın içerisinde yer alan kavramlar kanun tarafından korunmaktadır. Bu yazımızda yer alan konu başlıkları şu şekildedir Özel Hayatın Gizliliği Nedir?Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu ve CezasıFailin İradesiÖzel Hayatın Gizliliğini İhlal Kanun MaddeleriBasit Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçuİfşa Suretiyle Özel Hayatın Gizliliğini İhlal SuçuÖzel Hayatın Gizliliği Hangi Durumlarda Geçersiz Sayılır?Zamanaşımı ve Görevli MahkemeYargıtay Ne Diyor?Anayasa Mahkemesi Ne Diyor?Suçun Özellikleri ŞablonuÖzel Hayatın Gizliliği Nedir? En basit haliyle özel hayat; kişisel veriler, haberleşme verileri, aile hayatı gibi kavramları içerisinde barındırır. Kişinin aile bireyleri, yakın arkadaşları gibi sınırlı sayıdaki kişilerden oluşan yakın çevresi ile paylaştığı, bu çevre dışındaki kişiler tarafından bilinmesini istemediği hayat alanı, onun özel yaşam alanını oluşturur. Kişinin ev hayatı, ailevi ilişkileri, cinsel ve duygusal yaşamı, dini ve felsefi inançları, sırları, yazışmaları gibi hususlar kişinin özel hayatında yer alan değerlerden bazılarıdır. Özel hayatın gizliliğinin korunması sayesinde kişi bireysel özerkliğini sağlar; onur, saygınlık ve ruhsal sağlığını korur. Bireyin zihinsel ve duygusal güvenliğinin sağlanması için özel hayatının gizliliğinin korunması da bu noktada gizlilik kelimesinin anlamı üzerinde kısaca durmamız gerekir. Gizlilik kelimesi “bilinmeme” anlamına gelir. Dolayısı ile özel hayatın gizliliği, özel hayat kapsamındaki bir hayat olayının hiç kimse tarafından bilinmemesi değil, ilgilinin rızası dışında herhangi bir kimse tarafından öğrenilmemesi anlamını taşır. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası Türk Hukukunda kişilerin özel hayatlarının gizliliğinin korunmasını isteme hakları bulunmaktadır. Bir başkasının özel hayatının gizliliğin ihlal eden kişi suç işlemiş sayılır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası içerir. Cezanın boyutu; özel hayatın kayıt altına alınıp alınmadığı, basın ve yayın yoluyla ifşa edilip edilmediği gibi unsurlara göre saptanır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun var oluş amacı kişinin özel hayatının gizliliği ve korunmasıdır. Bir diğer deyişle bu suç ile korunan hukuki değer özel hayata saygı hakkıdır. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bu suçun konusunu özel hayat olayları oluşturur. Bir olayın özel hayat kapsamına girmesi için ilgili kişinin bu olayı gizli tutma iradesi sergilemesi, olayın istisnai kişiler dışında bilinebilir olmaması ve bu olayın gizli tutulmasında kişinin objektif bir yararının bulunması gerekir. Failin İradesi Bu suç kasten işlenebilen bir suç olduğundan, failin öğrenme veya öğretmeye yönelik hareketinin, başkasının özel hayatının gizliliğini ihlal edeceğini veya tehlikeye düşüreceğini bilmesi ve istemesi zorunludur. Suçun iştirak halinde yani birden fazla kişiyle işlenmesi mümkündür. Kişilerin özel hayatını ihlal suçu genellikle ses ve görüntüleri kaydetme veya ifşa etme yoluyla gerçekleşiyor. Ses veya görüntünün kaydedilmiş olarak kabul edilebilmesi için tekrar dinlenebilmesi veya görüntülenebilmesi gerekir. Yasada ses veya görüntü kaydına ilişkin herhangi bir zaman sınırlaması bulunmadığından, bir fotoğraf karesi veya kaydedilen birkaç saniyelik ses kaydı, bir kaydın gerçekleştiğini kanıtlamak için yeterlidir. Ses kayıtları bakımından kaydedilen seslerin mutlaka söz şeklinde olması zorunlu değildir. Kayda alınmış görüntü veya seslerin kopyalanmak suretiyle çoğaltılması örneğin, ilk olarak kayıt yapılan kameradaki görüntüler bilgisayar yardımıyla CD ortamına aktarılması durumunda da özel hayatın ihlali suçu oluşur. Bizzat avukat olarak içerisinde bulunduğum olaylardan örnek vermek gerekirse; birkaç saniyelik izinsiz ses kaydı almak veya birkaç saniyelik görüntü almak dahi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturuyor. [1]Bu tarz suçlar teknik olarak “ani suç” olarak adlandırılıyor. Bu anlamda, bir özel hayat olayını anlamaya yönelik görme, işitme, tatma, hissetme ve koklama faaliyetleri, birer hareket olarak, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilecektir. Burada önemli nokta şudur ki; özel hayatın gizliliğini ihlal eden bir davranışın varlığının kabulü için mağdurun onur şeref ve saygınlığının zedelenmiş olması zorunlu değildir. Görüleceği üzere kişinin hayat alanının özel alan ve giz alanı bölümlerine yapılan her türlü hukuka aykırı müdahale, o kişinin kişilik hakkının bir unsuru olan özel hayatına müdahale kabul edilmelidir. Özel hayata girdiği kabul edilen hayat olaylarının sadece üçüncü kişilere açıklanması değil, bu olayların hukuka aykırı şekilde öğrenilmesi de kişilik hakkının ihlali olarak kabul edilmelidir. Özel hayata müdahale oluşturan bir fiil, devlet organları tarafından gerçekleştirilebileceği gibi diğer kişiler örneğin medya tarafından da gerçekleştirilebilir. Medya gibi tüzel kişi sıfatına sahip kuruluşların bu suçu işlemesi durumunda haklarında güvenlik tedbirleri uygulanır. Ancak suçun kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle veya belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi durumunda cezanın miktarı artırılır. Her insanın başkalarının bilmesini istemediği asgari bir yaşam alanı olduğundan, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının mağduru herhangi bir kişi olabilir. Mağdurun akli dengesinin yerinde olup olmaması dahi önemli değildir. Herkesin mahremiyet hakkı vardır. Biz bu hakkı korumak için buradayız. Bir diğer taraftan tüzel kişilerkurumlar, şirketler vs. ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun mağduru olamazlar. Yine henüz doğmamış veya ölmüş kişiler de bu suçun mağduru konumunda olamazlar. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Kanun Maddeleri İncelediğimiz suç Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde tanımlanmıştır. Kısaca özetlemek gerekirse; maddede özel hayatın gizliliğini ihlal suçu 2 şekilde ele alınıyor. Basit Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Bunlardan ilki başka bir kişinin gizli yaşam alanına girerek, normal şartlarda görülmesi mümkün olmayan bir olayı kasıtlı olarak görmek ve kaydetmek gibi hareketleri cezalandırıyor. Yani ilgili kişinin üçüncü kişilerin rahatça görebileceği hareketleri, kolayca duyabileceği konuşmaları, bu suçun konusunu oluşturamayacaktır.[2]Bu duruma uygulamada basit ihlal suçu da deniyor. İfşa Suretiyle Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu İkincisi ise kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi hareketini cezalandırıyor. Madde metninde yer alan “ifşa” kelimesi, Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde; “gizli bir şeyi açığa çıkarma, yayma” olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla, burada failin üçüncü kişilerin öğrenmesine yönelik bir davranışı söz konusudur. Bir ifşadan söz etmemiz için ifşa edilen hususu üçüncü kişi veya kişilerin daha önceden bilmemesi, ilk defa ifşa fiiliyle öğreniyor olması gerekir. Görüntü veya seslerin anlatma, birebir taklit etme, yazıya dökme, resmetme, canlandırma gibi bir yöntemle başkalarının algılamasına sunulması ifşa suçunu oluşturmaz. İfşa için illa ki görüntü ve ses kaydına gerek yoktur, canlı yayın yapılması da suçu oluşturur. Tek bir kişiye dahi ses ve görüntülerin sunulması ifşa suçunun oluşmasına yol açar. Bu fıkrada tanımlanan suçun soyut tehlike suçu olması nedeni ile failin ifşa veya başka amaçla hareketi gerçekleştirmesi suçun oluşumu bakımından önemli değildir. İfşa eyleminin kabul edilebilmesi için suç konusu ses ve görüntülerin mağdura ait olduğunun anlaşılabilir olması gerekmektedir. Ayrıca bu fıkranın 2. cümlesinde ise “fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde” cezanın yarı oranında artırılacağı, hükme bağlanmıştır. Özel hayata ilişkin her hususun değil, yalnızca görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suçun oluşumuna sebebiyet verecektir. İfşa suçunun konusu görüntü veya sesler hukuka uygun bir şekilde kayda alınmış olabileceği gibi, hukuka aykırı bir şekilde de kayda alınmış olabilir.[3]Bu durumda hem basit özel hayatın gizliliği suçu hem de ifşa suçu oluşacaktır. Özel hayata ilişkin görüntü ve seslerin bir veya birden fazla kez basın yayın yoluyla bile ifşa edilmiş olması bunların gizliliğinin ortadan kalktığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Yeniden meydana gelen bir ifşa hareketi esnasında, muhatap kitlede bu görüntü veya sesleri ilk defa öğrenecek bir kişinin dahi bulunması dahi ifşa suçu için yeterlidir. İfşanın Basın ve Yayın Yoluyla Gerçekleşmesi Önemli olan, kitle iletişim araçlarının kullanılmasının yeterli olmayıp belirsiz sayıda kişiye hitap eden bir yayının söz konusu olması zorunluluğudur. Basın ve yayın yoluyla görüntü veya seslerin ifşası fiili gerçekleştirildikten sonra bunların muhatap kitle tarafından öğrenilip öğrenilmemesi, ağırlaştırıcı sebebin uygulanması bakımından önemli değildir. Özel hayatın gizliliğini ihlal TCK Türk Ceza Kanunu Madde 134 1 Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.2 Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur. Suçun nitelikli halleri vardır Türk Ceza Kanunu Madde 137 Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;a Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,b Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Şikayete bağlı bir suçtur Türk Ceza Kanunu Madde 139 Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Özel hayatın gizliliği Anayasa Anayasa 20. Madde Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan “özel ve aile hayatına saygı hakkı” AİHS Madde 8 1 Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. 2 Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu Hayatın Gizliliği Hangi Durumlarda Geçersiz Sayılır? İlgili kişinin açık veya örtülü rızası, özel hayata yapılan müdahaleler bakımından bir hukuka uygunluk sebebidir. Bu gibi durumlarda özel hayatın gizliliği iddiası geçersizdir. Bir diğer yandan failin gerçekleştirmek üzere özel bir gayret göstermediği algılama hareketleri suçu meydana getirmez. Özel hayat olayının dolaylı bir şekilde öğrenilmesi durumunda dahi öğrenen kişinin özel bir çaba göstermesi aranır. Yine mağdurun şikayetten vazgeçmesi durumunda ceza verilmez, düşme kararı verilir. Zamanaşımı ve Görevli Mahkeme Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu 6 aylık hak düşürücü süreye tabidir. 6 aylık sürenin geçmesi durumunda kişinin şikayet hakkı ortadan kalkar. Bu 6 aylık süre mağdurun özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini öğrendiği tarihten itibaren başlar. Kamu davasının açılması durumunda ise dava zamanaşımı 8 yıldır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna bakmakla görevli mahkemeler “asliye ceza mahkemeleridir”. Eğer ki fail suç tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmamışsa çocuk mahkemesi görevli olacaktır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçları ağırlaştırıcı sebeplerin varlığı halinde dahi uzlaşma kapsamında kaldığından, soruşturma evresinde öncelikle uzlaştırma girişiminde bulunulması ve bunun olumsuz sonuçlanması durumunda kamu davası açılması gereklidir. Yargıtay Ne Diyor? Yargıtay kararlarını inceleyerek hangi tür eylemlerin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturup oluşturmayacağını verimli şekilde inceleyebilir, somut örnekler verebiliriz. Başlıca özel hayatın gizliliğini ihlal Yargıtay kararları şu şekildedir Cumhuriyet savcısı hazırladığı iddianamede özel hayatın gizliliği sınırlarını ihlal ederse, devlet mağdura manevi tazminat ödemek zorundadır. [4]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2015/13049 E. 2015/17584 K. Sayılı KararıEmlakçı tarafından kiracının evine izinsiz girilerek evin fotoğraflarının çekilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. [5]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/3575 Esas, 2020/4535 KararErkek tarafından, kadın ile girmiş olduğu cinsel ilişkinin, kadının rızası dışında kaydedilmesi şeklinde gerçekleşen eylem özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[6]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2020/226 Esas, 2020/4525 KararSanığın, işlettiği işyerine yerleştirdiği kameralar ile katılanın tadilat için bıraktığı elbiseyi denediği sırada katılanın görüntüsünü kaydetmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[7]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2020/694 Esas, 2020/4523 KararKadınlar tuvaletinin girişine kamera yerleştirilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[8]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2020/86 Esas, 2020/4449 KararArkadaşlık ilişkisinin sona erdirilmesine tepki olarak, beraberlikleri döneminde mağdur tarafından kendisine gönderilen mağdurun cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak fotoğraflarını ifşa etmek özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[9]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2020/314 Esas, 2020/4447 KararBir dönem beraberlik yaşadığı katılanın ilişkilerini sona erdirmesine tepki olarak beraberlikleri döneminde onun rızası kapsamında gönderdiği çıplak resimleri katılanın nişanlısına göndermek özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[10]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/2603 Esas, 2020/4000 KararMağduru tuvaletin alt tarafındaki boşluktan gözetlemek özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[11]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/3665 Esas, 2020/3900 KararMağdurun fiziksel mahremiyetine ilişkin fotoğraflarını, mağdurun adını ve soyadını taşıyan sahte facebook hesabı üzerinden, onun rızasına aykırı şekilde yayımlaması ifşa suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[12]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/1005 Esas, 2020/3902 KararÖzel yaşam alanlarına ilişkin olmayan görüntülerin sahte facebook hesabında yayımlanması verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturur.[13]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/13100 Esas, 2020/3721 KararSanığın, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın güven sarsıcı ve olumsuz davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde hukuka aykırı hareket ettiği kabul edilemez.[14]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/13099 Esas, 2020/3716 KararKatılanın diyalog halinde olduğu öğretmen arkadaşları dışında, başkaları tarafından da özel bir gayret gösterilmeksizin rahatlıkla duyulabilen tonda konuşması ve aleni konuşmasının kayda alınmış olması, çekim amacı, çekim açısı göz önüne alındığında özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmaz.[15]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/1002 Esas, 2020/3423 KararAğda yaptıran müşteriyi gizlice kameraya alan şahıs görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlemiş sayılır.[16]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/2009 Esas, 2020/3422 KararAmcasının eşini başkasıyla görüp fotoğrafını çeken kişi özel hayatın gizliliğini ihlal etmiş sayılmaz.[17]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/2213 Esas, 2020/3421 KararNezaket sınırlarını aşan eleştiri özel hayatın gizliliği suçunu oluşturmaz.[18]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/2479 Esas, 2020/3044 KararÖzel hayatın gizliliğini şikayet hakkı 15 yaşından büyük mağdura aittir, annesi onun yerine şikayetçi olamaz.[19]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2019/13815 Esas, 2020/3040 KararBir fiil ile birden fazla katılana karşı aynı suçu işlemesi nedeniyle zincirleme şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşur.[20]Yargıtay 12. Ceza Dairesi gün, 2020/484 Esas, 2020/2852 KararEski erkek arkadaşın sahte facebook hesabı üzerinden kadına ait çıplak resimleri yayımlaması özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[21] gün, 2020/457 Esas, 2020/2850 KararSanıkların, mağdur tarafından kendilerine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç örneğin; cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delillerin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, mağdurun aleyhine yeni bir delil elde etmek amacıyla hareket ettikleri dikkate alınmadan ve şikayete konu ses kaydının çözümü de yaptırılmadan, eksik incelemeye ve dosyada mevcut delil durumuna uygun düşmeyen yetersiz gerekçelere dayalı olarak sanıkların beraatlerine karar verilmesi doğru değildir.[22]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/972 E. ve 2020/2708 K. Sayılı KararıMağdurun erkek arkadaşının cinsel ilişkiye girdikleri esnada, mağdurun erkek arkadaşı tarafından kaydedilen ve emanet olarak kendisine bırakılan mağdura ait çıplak görüntüleri, mağdurun ve mağdurun erkek arkadaşının ailelerine gönderdiği iddiasına konu olayda; özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmuştur.[23]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/1654 E. ve 2020/2702 K. Sayılı KararıSanığın manzara çekimi yaptığına dair savunmasının aksine, mağdurun ve kimlikleri belirlenemeyen diğer kadınların önden ya da arkadan görüntülendiği toplam 8 adet fotoğrafın tespit edildiği olayda özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşur.[24]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/1344 E. ve 2020/2701 K. Sayılı Kararı16 yaşındaki mağdurun müstehcen görüntüsünü, internet üzerinden yayımlayan sanığın müstehcenlik suçundan cezalandırılması gerekir.[25]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/1077 E. ve 2020/2700 K. Sayılı KararıVelayeten anne ve babanın şikayetten vazgeçmesi durumunda özel hayatın gizliliğini ihlal suçu düşer.[26]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/1346 E. ve 2020/2699 K. Sayılı KararıMağdur kadının internete yüklenen resimlerin eski erkek arkadaşı tarafından yüklendiği ispatlanamadığından erkeğin beraatine karar verilmesi gerekir.[27]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/982 E. ve 2020/2396 K. Sayılı KararıKişi kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” haklarına sahiptir. Kamuya açık alana çıkan her kişinin, bu alandaki her görüntüsünün veya sesinin kaydedilip, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterdiğinin kabulünün mümkün değildir. Bu nedenle izinsizce toplum içerisinde video çekmek özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[28]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/1003 E. ve 2020/1418 K. Sayılı KararıÖzel hayatın gizliliğini ihlal suçunda şikayetten vazgeçme söz konusu ise düşme kararı verilir.[29]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/1012 E. ve 2020/1415 K. Sayılı KararıMağdurun günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdiği fotoğrafların, mağdurun başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyeceği özel hayatına ilişkin görüntüler olarak kabul edilemez.[30]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/1011 E. ve 2020/1112 K. Sayılı KararıMağdurun üzerinde gecelik veya iç çamaşırı olan cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin özel fotoğraflarını, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda, tanıklara göstermesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.[31]Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2019/1007 E. ve 2020/1109 K. Sayılı Kararı Anayasa Mahkemesi Ne Diyor? Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun gerçek hayattaki yansımalarını kavramak amacıyla bu konudaki başlıca Anayasa Mahkemesi kararlarına da değinmek yerinde olur. İşveren tarafından işçinin e-postalarının rızası dışında okunması özel hayatın gizliliğini ihlal eden bir davranıştır. [32]Anayasa Mahkemesinin 2016/13011 E Sayılı KararıBaşsavcılık tarafından imha edilmesine karar verilen dinleme kayıtlarının imha edilmeyerek UYAP’a yüklenmesi ve hatta birçok farklı mahkemeyle paylaşılması özel hayatın gizliliğin ihlal eder nitelikte bir eylemdir. [33] ait kişisel verilerin yargı sürecinin esasıyla ilgili olmamasına rağmen toplanması ve üçüncü kişilerle paylaşılması özel hayatın gizliliğini ihlal eden bir eylemdir. [34] özel hayat alanı kapsamında kalan birtakım davranışlarına dayanılarak kamu görevinden çıkarılması demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırıdır.[35] özel yaşamını kendi eliyle kamuya açması, özel yaşama saygı hakkı talebini otomatik olarak belli ölçüde azaltmaktadır.[36] makamlarının Gezi Parkı olayları çerçevesinde yapılan paylaşımları izlemesi kamu düzeninin tekrar sağlanması açısından makul ve olması gerekli bir tutum olarak değerlendirilmelidir.[37] Suçun Özellikleri Şablonu SuçÖzel Hayatın Gizliliğini İhlalSuç Tipi1. fıkrada yer alan basit özel hayatın gizliliğin ihlal kısmı Ani hareketli, neticesi harekete bitişik zarar suçu2. fıkrada yer alan özel hayatın gizliliğini kayıt altına alma ve ifşa kısmı Soyut tehlike suçu, neticesi harekete bitişik suçCezası1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıFailHerkes kişiler hariç tüm gerçek kişiler Hukuki DeğerÖzel yaşam hakkına saygıŞikayet Zamanaşımı6 ayDava ZamanaşımıKamu davası 8 yıl içerisinde sona Bağlı MıEvetUzlaştırmaya Tabi MiEvet

özel hayatın gizliliği hangi durumlarda geçersiz sayılır