koQn. bütün sendrom yenı birini bulunca biterarkanızda bıraktıklarınızı hatırlamassınız bile önce resimleri ortadan kaldırırsınız. sendromun ilk aşamasıdır bu. daha sonra yazılan mektuplar tek tek okunur ve gözyaşlarınızı tutamazsınız. ta ki yeni bir sevgi sizi buluncaya dek. -bi saniye, nasıldı hatırlamıyorum...yanlız dışarı çıkmak, yalnız uyumak...hatırlamıyorum. şimdi ne yapçam? bilmiyorum... sevmeyi, sevilmeyi, ilk defa öpüşmeyi, ilişkilerin nası başladığını, nasıl sürdüğünü unutma olayı olabilir bu sendrom yüzünden ama hatırlamak hiç de uzun süre almaz. bir de kısa bir dönem uzun vade insanını herkesle karşılaştırma tribine girilebilir yapılması en ayıp en saçma şeydir. bir süre için doruklara vuran yalnız kalma isteği, yaşanılan şehirden kaçıp başka şehre yerleşmek, insanlara korku ile bakmak ve en kötüsü artık kimseye güvenmiyor olmak... dinlenmek. uzunca bir süre güven duygusunun tamiri için... insanin kendisiyle yeniden tanismasi, kavga etmesi, barismasi... iliskilere olan inancini kaybetme ve bir taraftan yeni bir iliski icin can atarken onca zaman sonra baskasina dokunma konsunda kendini rahat hissedememe aslinda coktan unutulmus olmasina ragmen her kendini kaybetisde tekrar hortlayan ozlem emareleriyle kendini gosteren yeni bir sevgilidir 1 haftaya hic biseyiniz kalmaz yine piril pilil kafa bkz oh be sevilen birisinin ölümü ile eşdeğerde acı yaşatan sendrom. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Biten bir ilişki ardından ayrılık süreci kimi durumda çok zor geçebilir. İlişkinin süresi, ayrılık şekli, ilişki için yapılan fedakarlıklar, partnerlerinin ayrılmadan önce hayatlarındaki yeri, ayrılık sonrası hayatla ilgili öngrüler, sosyal destek gibi bir çok etken bu süreçte önemli rol oynar. Ayrılık sonrası yas bazen çok zorlayıcı olabilir. Kişi birbirine zıt duyguları sıklıkla yoğun ve aynı anda yaşayabilir. Kayıp için bir yandan üzülürken bir yandan öfkelenebilir, bir yandan özlerken bir yandan nefret hissedebilir. Yaşaması yorucu olabilir. Ayrıca bu durumla başa çıkamadağı için, başka bir şeyi düşünemediği veya yönelemediği için kendine de öfke duyabilir, suçluluk veya yetersizlik hissedebilir. Tüm bu etkenler,ayrılık sonrası yas döneminde, çoğunlukla kişiyi içinden çıkamadığı tekrarlayıcı düşüncelere götürür. Bu düşünceler eski sevgili ile yeniden iletişim kurma, barışma, ikna gibi çabaları da doğurabilir. Bu tepkiler aslında zihnimizin anormal bir duruma verdiği normal tepkilerdir. Eğer kişi flört süresince kendini arkadaşlarından, ailesinden ve bireysel aktivtilerden uzaktaştırmış ise bu süreç daha zor olabilir. Bu durum klinik tablolara sebebiyet verdiği sıklıkla gözlemlenir. Ayrılık sonrasında, ilişki ne kadar sürmüş olursa olsun, ne şekilde bitmiş olursa olsun bu kaybın yasını tutmak gerekir. Yas tutmak ilişkinin bittiğini kabullenmeyi, önemli bir şeyi kaybetmenin getirdiği üzüntüyü yaşamayı, güzel günlere veda etmiş olmaya üzülmeyi ve hayat rutinimizi yeniden inşa etmeyi ifade eder. Ayrılık sonrası yas kelime olarak basit ve kısa olsa da pratikte zor ve karmaşık olabilir. Negatif duyguları yaşayabilmek, ayrılığı kabullenmek, suçluluk düşüncelerinin ortadan kaldırılması bu sürecin önemli kavramlarıdır. Kişinin yas evrelerinde ilerlemelerini zorlaştırabilirler bu yüzden süreç tasarlanılandan daha uzun sürer. İlişki bittikten ve olayın şokunu atlattıktan sonra eğer hala Neden böyle oldu’ neden yürütemedik’ bunları hak edecek ne yaptım’ Keşke ……… yapmasaydım’ gibi cümleler sıklıkla zihninizde dönüyorsa, eski sevgiliniz her gün tercih etmeyeceğiniz kadar aklınızı meşgul ediyorsa ve yakın arkadaşlarınız onunla ilgili şeyleri dinlediklerinde artık kısa cevaplar veriyorlarsa yas sürecinde bir şeyler yolunda gitmiyor ve uzman desteği almanın zamanı gelmiş olabilir. İlişkilerle ilgili dikkatinizi çekebilecek diğer yazılar aldatma nedir? İlişkiler Serisi Narsizm ve Narsist Kişilik Narsistik Kişilik Bozukluklarının Alt Türleri “Narsist olmak aslında ne anlama geliyor?” diye merak ediyor olabilirsiniz. Bu etiketi çok mu geniş kullanıyoruz yoksa farklı narsisizm türleri var mı? Narsisistik kişilik özelliklerinin farklı türlerine daha yakından bakmak, narsisizmle ortaya çıkma eğiliminde olan düşünce süreçleri, duygular ve davranış kalıpları hakkında daha fazla bilgi edinmenize yardımcı olabilir. Narsistik Kişilik […] Bağlanma Teorisi ve Bağlanma Stilleri Bağlanma Teorisi Nedir? Bağlanma bebeklik döneminde birincil bakım verenler ile genellikle anne ve baba kurulan derin ve uzun süreli duygusal bağı ifade eder. Bebekler tehdit içeren veya endişe verici durumlarla karşı karşıya kaldıklarında, bu problemlerle başa edebilmek için bakım verenlerinin desteğine ve yakınlığa ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaçların karşılanıp karşılanmadığı veya nasıl karşılandığı yalnızca çocukluk dönemindeki […] Aldatma Aldatma nedir? Aldatma, çift ilişkisine dair terapi sürecinden en çok ele alınan konulardan biridir. Pek çok çift, ilişkisinde aldatma olarak tanımlanabilecek davranışlar ile karşılaşır ve ilişkiyi onararak tekrar güvenli bir bağ kurmakta zorlanabilir. İlişkide güvenin tekrar kazanılması ve aldatma durumunun tekrarlanmaması için aldatmanın ne olduğu konusunda farkındalık geliştirmek ilişkiyi koruma yolunda ilk adım olacaktır. Aldatma […] Boşanmanın Çocuklarda Etkisi Boşanma ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri Boşanma süreci pek çok aileyi duygusal ve psikolojik açıdan etkileyebiliyor. Bu süreç yetişkinler için bile yeterince zorluyken, duygularını yeni keşfetmeye ve kontrol etmeye başlayan çocuklar için daha karmaşık hale gelebiliyor. Elbette, her çocuk bu süreçte aynı tepkileri göstermeyebilir. Çocuğun mizacına, içinde bulunduğu gelişim dönemine ve problemlerle baş etme becerilerine bağlı […] Çocuklarda Ayrılık Kaygısı Odadan her ayrıldığınızda çocuğunuz canı yanmışçasına ağlamaya başlıyor mu? İşe gitmek için kapıda ona veda ederken sizden ayrılmamak için elinden geleni yapıyor mu? Peki ya kreşe bıraktığınızda tepkisi ne oluyor? Ayrılık kaygısı bebeklik döneminden itibaren gözlenmeye başlar. Bu kaygı her çocukta aynı şiddette veya aynı sürede devam etmeyebilir. Kimi çocukta 30 aya kadar devam ederken, […] Aile Sistemi ve İşlevleri Aile, kendilerini aynı evin üyeleri hisseden bireyler arasında biyolojik ve psikolojik bağın kurulduğu, duygusal, ekonomik ve ortak bir tarihsel birlikteliğin olduğu bir sistemdir. Aileyi oluşturan bireylerin her biri biriciktir ve kendine özgü özelliklere sahiptir. Öte yandan aileyi oluşturan bireylerin davranışlarını onları şekillendiren sistemden ayrı olarak ele almak yerine, aile üyelerinin davranışlarını anlamak için ailenin yapısını […] Kayıp ve Yas KAYIP VE YAS Yas sevilen birinin kaybı ya da ayrılıklardan sonra hissettiğimiz duygusal acıdır. Bu süreçte, şok, öfke, suçluluk ve derin üzüntü gibi zor duygular yaşayabiliriz. Kayıp sonrası yaşanan yas süreci evrensel bir deneyim olmasına rağmen, bu süreci hepimiz aynı şiddette ve sürede yaşamayız. Kimimiz kayıp sonrası süreçle baş edebilirken, kimimiz bu süreçte bir çok […] Flört Şiddeti Flört şiddeti nedir? Flört şiddeti, romantik bir ilişki içerisindeki kişilerden birinin partnerine fiziksel, cinsel, sözel ve duygusal istismar uygulaması ve sosyal kısıtlamalarda bulunması olarak tanımlanmaktadır. Flört uygulayan kişi kadın erkek fark etmeksizin her iki cinsiyetten de olabilmektedir. Çoğu aile içi vakasında olduğu gibi flört şiddetinde de güç gösterileri ve kontrol ön plandadır. İster fiziksel ister […] Ayrılığın Ardından Yas Tutmak Biten bir ilişki ardından ayrılık süreci kimi durumda çok zor geçebilir. İlişkinin süresi, ayrılık şekli, ilişki için yapılan fedakarlıklar, partnerlerinin ayrılmadan önce hayatlarındaki yeri, ayrılık sonrası hayatla ilgili öngrüler, sosyal destek gibi bir çok etken bu süreçte önemli rol oynar. Ayrılık sonrası yas bazen çok zorlayıcı olabilir. Kişi birbirine zıt duyguları sıklıkla yoğun ve aynı […]
Acı çeken yalnızca ilişkinin 'kız' tarafı, gününü gün edense erkek tarafıdır... Aslında işler pek te böyle değil. Bilinenin aksine erkekler, kadınlardan daha fazla acı çekiyor, sadece içlerine atıyorlar, o kadar...Her biten ilişki, bir önceki sondan daha çok acı verir ayrılanlara... Her yaşanan 'son'da bir daha kimseye böyle aşık olamayacağını, kimseye böyle bir sevgi duyamayacağını sanır insan. Özellikle ilişkinin 'kız tarafı' elinde mendil, ağlamaktan şişmiş gözlerle onun ne yaptığını düşünür durur..."Kesin gününü gün ediyordur. Kimbilir kiminle... Belki de çoktan aşık olmuştur... Unuttu beni..." Bunlar, ilişkisini yeni bitirmiş bir kadının içinden geçenler... Kadınlara göre, bir tek onlar üzülür, bir tek onlar, belirledikleri süre boyunca yas tutarlar biten ilişkilerine. Aksine, erkekler de ayrılıktan etkileniyor. Bir de terkeden kadınsa, acıları katbekat artıyor. Neden mi? İşte sebepleri...Erkekler ilişkileri bitince kendilerini yalnız ve savunmasız hisseder... Olayın kadın cephesine bakıldığında, ayrılık hikayesinin en ince ayrıntıları, yakın arkadaşlara anlatılır. Kadın, erkek arkadaşının, ayrılık hikayesini kimseyle paylaşmamasını, ilişkinin onun için önemsiz olduğuyla bağdaştırır. Oysa erkeklerin acılarını anlatmamalarının tek nedeni, duygusal paylaşımların erkekler arasında kısıtlı yaşanması. Kadınlar, dostlarıyla konuştukça, kendini yalnız hissetmiyor ve kendini daha çabuk toparlıyor. Erkeklerse, arkadaşlarına "Hiç üzülmedim, rahatladım bile, neydi ondan çektiğim..." diye konuşarak güçlü olduğunu ispat ettiğini sanırken, bu durum onları daha da kötü bir ruh haline kendilerine de rol yapıyor...Erkekler, acı çektiklerini, daha dün yanında olan sevgilisini deliler gibi özlediğini ve onsuz kalmanın kendisine acı verdiğini bilseler de, kabul etmek istemezler. Kendilerini bu ayrılıktan etkilenmediklerine inandırmaya çalışırlar. İçtenlikle bunu size söyleyemiyorlar ama aslında bu dert onları içten içe yiyip bir süre sonra 'başka biri' için kolları sıvıyor!Artık yas dönemi bitmiş, çekilmesi gereken ayrılık acısı miyadını doldurmuştur... Kadın, bir süre onun geri dönmesini bekler. Eğer dönmezse, artık yeni bir hayata başlamanın vakti gelmiş demektir... Çünkü sevilmek ve istenmek, kalplerini onarmaya yetiyor da artıyor bile...Ancak erkek bu hesaplaşmayı tamamlamadıkça başkaları ilgisini çekse de, onları eski sevgilisiyle kıyaslıyor, ilişkisini eski ilişkisine göre değerlendiriyor. Böylece yeni hayatında mutluluğu yakalaması uzun en çok 'ayrılık olursa ne olur'u düşünür...Her kadın, ilişkisi sorunsuz gitse bile "Ya ayrılırsak..." sorusunu arada bir gündeme getirir. Böylece arkında olmasa da kendini olası bir ayrılık durumuna erkek, bu durumu ancak bir sorun çıkınca aklına getirdiği için ayrılığa duygusal açıdan hazırlıksız yakalanır...
sevgiliye fazlasıyla harcanan zamanın ardından çevredeki arkadaşlarınızla bi mesafenin olduğu farkedilir, buna karşılık en yakın dostların da şehir dışında okumalarıyla birlikte derin bir boşluğa düşülür ve can sıkıntısı had safhadadır. böyle ilişkilerden sonra karşılaşılan diğer bir insanla yaşanan ilişki genellikle kısa ömürlüdür ve kişinin kendisini daha da kötü hissetmesini sağlar ve insan acaba hislerim mi köreldi sorusunu kendi kendine sorar durur. uzun lafın kısası her tür hissin görüldüğü evredir. eğer bitişi saçma sapan elle tutulur bi sebepten değilse oyun oynuyormuş hissi verir insana. hele de hayatınızın hemen hemen hepsini kaplayan kişi yerini başkasına bırakmak hatta hatta yerini bırakmak niyetinde değilse işte o zaman bu oyun hissi daha da gelişir. ne ayrılığınıza üzülebilirsiniz, ne de arkadaşça beraberiz diye sevinebilirsiniz. bu durumda zihniniz "bitti artık arkadaş da olabiliriz, ayrıldık diye görüşmeyecek değiliz ya" gibi saçma yalanlar uydurur, kalbiniz de buna inanır gibi yapar. ama başbaşa kalınan bir akşamın sonunda veda ederken sarıldığınızda aslında hiçbirşeyin bitmediği kafanıza dank eder. işte o zaman bir karar vermeniz gerektiği apaçıktır önünüzde. ya öyle ya böyle diye düşünür, kendi kendinize kararlı numarası yaparsınız; sabah kalkıp onun yanına gidip gene herşeyden vazgeçeceğinizi bile bile.... ilişki8 saatlik sex,5 yıllık aşk veya 3 aylık takılmak olabilir nasıl yaşanmış olursa olsun yorgunluktan başka birşey hissedilmez sonrasında bastan güzel sonra acili sonra cekilmez sonra bitmez geldiyse tezkere heyecanı, diriliş. eger terk edilen sizseniz,buyuk bir depresyona girmeniz olasidir ama merak etmeyin bu suredir yalniz olmadiginiz icin onunla gecirdiginiz her ani ozleyecek boslugunu hissedecek ve onu her hatirladiginizda ona lanet yazikki bu donemde hersey onu gezdiginiz yerler,izlediginiz filmler..ama önemli olan hersey bitse bile geriye donup baktiginizda hala o anilarin icinizi kipir kipir ettigini hissetmenizdir. eger terk eden taraf sizseniz,zaten birseyler bitmistir ve ayrilik karari alinmistir boyle bir durumda arkaya bakmadan,fazla uzatmadan iliski bitirilir. zaman gecmedigi icin evdeki tüm saatleri ileri alma ihtiyaci basgösterebilir...ayriyeten arayan olursa diye evdeki telsiz telefonlar ve bilimum aile üyelerine ait tüm cep telefonları boy sırasına dizilir,insan sesi aranır,zira ıssızlık zor seydir... duruma gore uzulunur ya da sevinilir. ama aradan ki$inin bunyesinin dayanikliligi ile ters orantili gecen zaman zarfi sonrasi, bunye braveheart'taki mel gibson edasiyla "freedoooooooom"* diye bagirir. cunku kendisini baglayan bazi gorunmeyen ya da gorunen -bkz sado mazo- zincirlerden kendisini kurtarmi$ alemlere gonlunce akip, kimseler hesap vermeden hatun/erkek pe$inde ko$turabilir. eger ki$i bu durumu zaten ili$kisi suresince devam ettirmi$se, ortada bitmi$ bir uzun sureli ili$ki sozkonusu olamaz, olsa da o ili$kinin "derinligi" tarti$malidir. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Uzun süreli ilişki isteyen bir çok insan var; ancak, hiç kimse o ilişkinin bir gün biteceğini ne yazık ki hiç hesaba katmaz. Uzun süreli ilişkisi bitmiş insanlar, uzunca bir süre ne yapacağını bilemeden hayata karışmaya çalışıyorlar ama nafile! Ödemeleri gereken bir kefaret var ve bunun tek sorumlusu da bizzat kendi yapmış oldukları tercihleri. Bunu şu şekilde düşünebiliriz; geçmişte yaşadığımız ilişkiler aslında bizim kim olduğumuzu, ne istediğimizi bir ayna görevi görerek yüzümüze çarpar. En sonunda bitmiş bir ilişki ve onun yıkıntılarıyla kendi kendinize düşünürken bulursunuz evinizin salonunda. Peki ilişkimiz bir gün bitecek diye de sevgili olmayalım mı şimdi? Tabi ki hayır! Peki ne yapılabilir? Yas Tutun Bazı psikologlar, uzun süreli ilişkinin bitimiyle yaşanan derin üzüntüyü, aile üyelerinden birinin ölümünden ötürü duyduğumuz üzüntüyle eş tutar. Çünkü uzun süreli ilişkilerde ne yazık ki medenice ayrılamadığımız için, o insan artık yoktur hayatımızda. Aslında arabesk şarkıları yazdıran kayıp, ölüm hissi gelir içinize oturur ve gerçekten de onun yokluğu ölümüyle eşdeğer hale gelir. Bundan dolayı içinizde yaşadığınız üzüntü çok doğal, aslında başka türlüsünü beklemek de acımasızlık olur. Kültürümüzde Acımızı içimize atmak’ diye bir deyim vardır ve aslında bir çoğumuz bu tarz kalıplarla büyütüldük. Atasözlerimiz dahi bunları besledi; Kol kırılır yen içinde kalır gibi. Acımızı içimize atıp sanki hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam etmeye çalışmak bizi her geçen gün dibe çeker. Aksine güvendiğimiz’ arkadaşlarımızla ilişkinin nasıl bittiğiyle neden bittiğiyle ilgilenmeden, haklı olmaya çalışmadan üzüntümüzü konuşabilmeliyiz? Peki Ne kadar Sürecek Bu Hüzün? Bu konuda bir çok söylenti var aslında ilişki süresinin yarısı kadardır diyenler mi isterseniz dörtte biri mi beşte üçü mü. Ancak böyle bir yaklaşım mümkün değil çünkü bu tamamen kişinin kendi yapısıyla alakalı aylarca da sürebilir bir kaç hafta içerisinde de içinden tamamen atabilir o kişiyi. İçinizi Sakinleştirin Uzun süreli ilişki bitimiyle birlikte acaba şehri mi değiştirmeliyim, yeni bir işe mi girmeliyim, spora mı başlamalıyım gibi bir sürü yapılabilecek büyük değişiklikler geliyordur içinizden fakat bir süre sakince bekleyin. Kendinizle ilgili bekleyişlerin yanında bir de acaba beni özlüyor mu, beni unuttu mu, aslında beni çok seviyordu kesin geri dönecek gibi düşünceler de aklınızdan geçiyordur. Ancak bu durumlarda da hiç bir harekete geçmeden bekleyin ve göreceksiniz ki o kişi ya da düşünce kendi içinizden gittiği vakit karşınızdakinin sizi sevip sevmemesi ya da az sevmiş olması gibi duygu durumları göreceksiniz ki hiçbir şeyi değiştirmeyecek sizin hayatınızda. Bu tarz istekler geldiğinde ailenizden biriyle ya da bir arkadaşınızla uzun uzun konuşun, aynı konuyu daha önce konuşmuş olsanız dahi konuşun çünkü böyle böyle gidecek içinizdekiler. Kendinize Bakın Uzun süreli ilişki bitimlerinden sonra kendinize bir süre hiç bakmak istemeyeceksiniz ancak kendinize bakım yapmak her zaman sizi iyiye götürecektir. Bunu illa kişisel bakım olarak algılamayın, mesela ruhunuz için yazmak, doğada olmak gibi seçenekler de var. Bunların yanı sıra profesyonel birisinden destek de alabilirsiniz. Çivi Çiviyi Söker Mi? Yeni bir ilişkiye girmek de aslında uzun süreli ilişki bitiminden sonra yapılan stratejilerden bir tanesidir ancak şifası zayıf bir stratejidir; aslında eski ilişkinizin etkisinden kurtulamadığınız için yeni gelen insana büyük haksızlıklar edeceksiniz. Eski hikayeden tamamen arındıktan sonra ancak yeni bir hikaye oluşturabilirsiniz. Hatta bazı araştırmalara göre minimum 90 günlük bir ara verme en sağlıklı olanıymış. Yani çivi çiviyi söker mi, iki kere düşünmek lazım. Sizce de öyle değil mi? See more Önceki İçerik Yabancı Dil Öğrenmek için Uygulanması Gereken 6 Yöntem Sonraki İçerik İnsanların İddia Ettiği Aşk Hormonu Gerçekten Var Mı?
uzun süreli ilişki sonrası ayrılık